Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…


Yorum bırakın

Sevdiğine Son Veda….

Nurse holding older mans handBirbirini yıllarca seven, hayata beraberce tutunmuş, kendini diğerinin yarısı olarak gören bir çiftin ya da hayırlı bir evladın hayatta en büyük korkularının başında ne gelir?…

Yıllarca kokusunu hayat sevinci gibi içine çektiği eşini, annesini, babasını, kardeşini veya en vahimi evladını kaybetmek, değil mi?

Siz o kişiye o kadar bağlısınızdır ki bir yandan ona hiçbir şey olmayacakmış gibi, yaşamın diğer koşuşturmacalarının peşinden sürüklenir gidersiniz, diğer yandan o kişi bilgi ve tecrübesini sizlere aktarmak istediğinde zaman zaman offf beni anlamıyor dersiniz…. Aslında tek istediği size kendi yaşamından edinmiş olduğu tecrübeleri aktarmaktır.

Peki ya sizce hangisi daha iyidir? Canınız kadar sevdiğiniz kendinizden bir parça olan kişiyi aniden hiç beklenmedik bir şekilde Evrenin sonsuzluk enerjisine yollamak mı?

Yoksa, sizle beraber geçireceği kısa bir süresi kaldığını ve yakında sizden ayrılacağını bilmek mi?

Bu soru sanki kalbinize birden bire ağırlık çöktürdü ve göz yaşlarınıza hakim olamadınız değil mi?

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Başıma gelen aksiliklerden nasıl kurtulurum?…

belalardan kurtulmakBazen hiç istemesek de kendimizi birden bire bir belanın ya da bir olayın içinde buluveririz.

Bir kasırga gibi size çarpan olayı, kendiniz bir simülasyon gibi  detaylıca planlayarak kurgulamış olsanız da, başınıza gelen olay kadar ince plan yapamamış olduğunuzu hemen fark edersiniz.  Sanki tüm bileşenler sadece sizin için ve mükemmel bir kurguyla önünüze servis edilmiştir.

Bahsetmiş olduğum bu senaryo, belki tam mutluluğu ve huzuru yakalamış olduğunuzu sandığınız ve keyif aldığınız bir anın arkasından gelmiştir, belki de başınıza arka arkaya gelen felaketlerin bir parçasıdır.

Peki ya, ne yapmalı, ne etmeli ki sizi üzecek olan olaylarla temasınızı azaltmalı?

Önce kendi içinize bakmalısınız, “ben neyi hatalı yaşıyorum ya da nelere gereğinden fazla kıymet veriyorum?

Sahip olduğum eşyalar, ev, araba, tekne, bu kadar ilgiyi alakayı hak ediyor mu?

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Korkularımdan Nasıl Kurtulurum?…

bütünİnsanın içine atmış olduğu korkular yıllar geçtikten sonra, o kişinin hayatında olumsuzluklar ve mutsuzluklar zinciri olarak kendini göstermeye başlar.

Bir bebek daha doğmadan, anne karnında annenin duyduğu bütün sıkıntıları bir şekilde yaşamaya başlar.  Bebeğin DNA larına annenin ve babanın çaresizlik korkusu,  parasızlık korkusu, terkedilme korkusu, ümitsizlik korkusu gibi korkuları geçer ve bu korkular enerji bağı olarak bebeğe aktarılmaya başlar. Hayatımızda olan korkularla yüzleşebilmek ve bunlardan arınabilmek gerekiyor.  Korkuların endişelerin de bir enerji olduğunu hatırlamak gerekmektedir.

Meditasyon yolu ile insan kendi içindeki yolculuğunu yaparken, unutmuş olduğu güçlerini, ışığını, huzurunu tekrardan hatırlamaya başlar. Kişi hazır olduğunda ve farkındalığı arttığında, küçüklüğünde yaşamış olduğu ve kalbinin derinliklerine bir daha hatırlanmamak üzere atmış olduğu, olayları da hatırlayarak, o olayların enerjilerini ve etkilerini kendi enerji alanından atmaya ve rahatlamaya başlar.

Evren çok düz bir mantıkla işler. Siz evrene ne dilerseniz veya ne enerji gönderirseniz,  Evren de sizi isteğinizi size göre hazırlanmış ve Okumaya devam et


Yorum bırakın

Nazar Enerjisinden Kolayca Nasıl Kurtuluruz?

nazar

Nazardan ve negatif enerjilerden daha kolay korunmak için öncelikle enerji alanınızı yüksek tutmak gerekmektedir.  Enerji alanınızın yüksekliği konusunda kendinizden emin değilseniz nazarı kontrol eden ya da engelleyen doğal taşlardan kullanabilirsiniz. Ametist bu iş için uygun taşlardan biridir. Ancak ametisti belirli sürelerde topraklamak ve toplamış olduğu enerjileri boşaltmak gerekmektedir.

Endişeli, alıngan, kalbi çabuk kırılan, dertli ya da üzgün insanların enerji alanları daha düşük olduğundan nazar enerjisine veya onlara doğru gelen negatif enerjilere daha çok maruz kalırlar.

Çakraları açık, neşeli, mutlu enerji alanı yüksek ve dengeli insanlar nazar enerjisinden çok daha az etkilenirler ya da hiç etkilenmezler.  Düzenli olarak meditasyon yapmak çakraları dengede tutacağından ve auranızın enerjisini yükselteceğinden, nazar ve negatif enerjilerin bloke Okumaya devam et


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 6- Ay Taşı

aytasıRomalılar Ay’ın ışınlarının taşa dönmesi ile bu taşın var olduğuna inanmışlardır. Yine Romalılar ve Yunanlılar Ay Tanrılarını bu taş ile özdeşleştirmişlerdir. Ay taşı sihir ve mistik öğretiler ile insanlık tarihi boyunca çok fazla bağdaştırılmıştır.

Ayla ilişkisi olduğuna, aydan yansıyan ışığın, ay taşının ışığı olduğuna inanılmıştır. Eski zamanlarda, yolculuklarda koruma sağladığına inanılmıştır. Rivayetlere göre Ay taşını tılsım olarak taşıyan kişiyi şöhretli ve görünmez yaptığı söylenmektedir. Bilinçaltını uyardığı bilinmektedir. Rengi yavruağzı, sütbeyaz, mavimsi beyaz, bazen kahverengi, yeşil, sarı, pembe ve gridir.

Duygusal dengeleyici vasıflara sahiptir. Bu taş hakkında en çok rivayeti ortaya çıkartan yerlerden biri de Hindistan’dır. Hindistan da kutsal bir taş olarak kabul gören Ay taşının sevgilileri daha ihtiraslı yaptığı da söylenir. Ay taşı, kadınlar tarafından kısırlığa iyi geldiği ve üreme organlarının sorunlarını çözmesi ve de kolay doğum yapmaya yaradığı için taşınır. Kişilerdeki egoizmi giderdiği ve fazla yemek yeme dürtülerini ortadan kaldırdığı tokluk hissi verdiği de bilinir.

Aşk ile alakalı konularda, ay taşının kısmet açtığına, taşıyan kişiye karşı mıknatıs gibi çektiğine inanılır. Şans getirmesi, yeni Okumaya devam et


Yorum bırakın

7. Çakra – Tepe Çakrası

tepe çakrasıRengi beyaz ve mordur. Yeri başıntepe noktasında ve yukarı doğrudur. Epifiz bezini kontrol eder. Tüm vücut sistemlerini ve diğer tüm çakraları dengeler. Bu çakranın anlatılması çok güçtür. İçinde bir çok anlam ve özellik taşır. İnsanın evrene açılan kapısı olarak da değerlendirilir. Tüm çakraların başlama kaynağıdır. İlahi yaradan ile bağlantı kurma çakrası olarak da tanımlanabilir.

Bu çakra az çalışıyor ise: kişide mutluk duygusu son derece azdır.  Halsizlik, bezginlik, keyif alamama az çalışmasına işarettir.

Bu çakra fazla çalışıyorsa: kişide migren ağrısı görülme potansiyeli vardır. Devamlı hayal kırıklığı yaşamak, karşısındakine aşırı mesafeli olmak, depresyon belirtileri de aşırı çalışmada görülebilir.

Bu çakra dengede ise: kişi  kendi ile barışık, evrenin enerjisinin farkında olan ve bu enerjiyi kendi için iyi kullanan, yaşam ve sonrası bilincinde olan özellikler taşır.

http://www.kuantumdaben.com


Yorum bırakın

6. Çakra – Üçüncü Göz Çakrası

üçüncü gözİki kaşın ortasında yer alır. Rengi çivit mavisidir. Elementi yoktur. Beyin, sinüsler ve epifizi kontrol eder. Duygusal olarak sezgi ve rüyalar üçüncü göz çakrası ile alakalıdır.

Kişinin bireysel varlığı ile 7. Çakra arasında köprü vaziyeti görmektedir. Beyinde bulunan epifiz bezi ile direk alakalıdır. Epifiz bezi gözleri ve görme duyusunu kontrol eder. Bilgelik, algı ve sezgi, üçüncü göz çakrasın işlevlerindendir.

Bu çakra az çalışıyor ise: kişi ego ile üst benliğin farkını ayırt edemez. Başkalarının hislerine aşırı duyarlılık, çekingenlik, disiplinsiz olma duygusu ve başarıdan korkma hissi bu çakranın az çalışmasından kaynaklanabilir. Kabuslar, odaklanma zorluğu az çalışmasına işaret eder.

Bu çakra fazla çalışıyor ise: yüksek ego, aşırı otoriterlik, herşeyi ben bilirim tavrı ortaya çıkar. Aşırı şüphecilik ve aşırı hayal kurma fazla çalışmasında ortaya çıkar.

Bu çakra dengede ise:  kişinin iradesi güçlüdür. Sezgileri çok kuvvetlidir. Kendine güveni tamdır.

http://www.kuantumdaben.com


Yorum bırakın

5. Çakra – Boğaz Çakrası

boğaz çakrasıYeri boğaz çukurunun tam karşısına denk gelen omurganın olduğu yerdedir. Tiroid bezleri, boğaz, ağız, dişleri, diş etleri, sindirim borusu, nefes borusu, çene, kulak ve boyun omurunu kontrol eder.

İletişim kurma, kendini ifade edebilme, anlama yeteneği, irade, inanç, tat almak bu çakraya bağlıdır.

Elementi eterdir. Rengi mavidir.

Boğaz çakrası bir anlamda bedensel ve ruhsal gelişim arasında dengeyi sağlamaktadır. Aynı zamanda kişinin kendini ifade ettiği iletişim merkezidir. İnsanın iç ve dış dünyadaki iletişimi boğaz çakrası tarafından sağlanır. Üst enerji seviyeleri ile alakalı olan 6. Ve 7. Çakralar ile kalp ve diğer çakralar arasında geçit görevi görmektedir.

Bu çakrada iyi ve kötü ayrımı yoktur. Yaşanan herşey bir deneyimdir kavramı ağır basmaktadır.

İnsanın iç sesini dinlemesi ve kendini doğru ifade edebilmesi bu çakranın iyi çalışması ile mümkündür.

Bu çakra az çalışıyor ise: saman altından su yürüten, güvenilmez, zayıf karakterli, ürkek bir yapı sergiler. Boğaz hastalıkları, ağız ve dişeti sorunları az çalışma ile alakalı olabilmektedir. Konuşma korkusu, sessiz kalma isteği ve sır tutamama özellikleri az çalışma ile ilişkilendirilebilir.

Bu çakra fazla çalışıyor ise: kişi sazı eline alıp bırakmayan, sürekli kendisi konuşarak başkalarına ifade hakkı vermeyen, kendini Okumaya devam et


Yorum bırakın

3. Çakra – Solar Plexus

solar pleksusMide bölgesinde, göbek deliği ile göğüs kafesi arasında yer alır. 3.çakra bedenin enerji merkezidir. Karın bölgesi, sindirim sistemi, karaciğer, dalak, pankreas ve böbrek bu çakranın etki alanındadır. Görme duyusunu da kontrol eder.  Manevi yaşam ve farkındalığın genişlemesi solar plexus çakra ile başlar. Rengi güneş sarısıdır. Elementi Ateştir.

Hayatta insanın yediği kazıkların depolandığı bölge de 3. çakranın etrafıdır. Hazımsızlıklar, mide yanmaları reflü, gaz sancıları gibi rahatsızlıklar Solar Plexus den kaynaklanır. Manevi yaşam ve farkındalığın genişlemesi 3. çakra ile başlar. Aynı zamanda bedenin dinamizminin ve hareketinin merkezidir.  Bu çakra mücevherlerle dolu çakra da denir çünkü burası ateşin merkezidir. Solar plexus çakrası güçlü olan kişinin eylemleri ve alışkanlıkları üzerinde de denetimi güçlü olduğu söylenir. Bu çakradaki güçlü ateşin tüm eski alışkanlıkları ve davranışları yakıp kül ederek arınmayı sağladığı eski yazıtlarda ifade edilmektedir.

Solar Plexus az çalışıyorsa: Kişi, başkalarının kendi hakkında ne düşündüğü ile aşırı ilgilenen, fikirleri bulanık güvensiz ve depresif bir tavır sergilenebilir. Hazım ile ilgili rahatsızlıkları vardır. Yanlızlıktan korkmak, kıskanç olmak, reddedlime korkusuna sahip olmak  çok şüpheci olmak da bu çakranın az çalıştığını gösterir.

Solar Plexus fazla çalışıyorsa: Kişi başkasının yönetmesine veya otoritesine tahammülü olmayan, aşırı çalışmaya düşkün, mükemmeliyetçi,  ezici, ilişkilerinden devamlı şikayet eden özellikler gösterebilir.

Solar Plexus dengede ise: Kişi neşeli, dışa dönük, kendine saygılı, zeki, becerikli, huzurlu yapıdadır.  İlişkilerinde rahat, hayalgücüne önem veren, sorumluluk duygusu olan ve sevdiğini rahatlıkla söyleyebilen bir yapıya sahip olur.

http://www.kuantumdaben.com


Yorum bırakın

2. Çakra – Sacral Çakra

2 çakraİkinci çakranın bir diğer adı da sakral çakradır. Kuyruk sokumu kemiği anlamına gelen sacrum kelimesinden türetilmiştir. Anlaşılacağı gibi tam kuyruk sokumu kemiğinde, cinsel organlar ile kuyruk sokumu arasında kalan bölgededir. Rengi turuncudur. Elementi “Su” dur.

Fiziksel etki alanı, cinsel organlar, pelvis, idrar yolları, apandisit ve kalın bağırsaktır. Cinsellik, zevk alma, yaratıcılık, arzu, duygusal gereksinimler, bağımlılık hisleri, ilişkiler bu çakra ile alakalıdır.

Sakral çakra Hint felsefesinde bilinçaltı ve bilinçdışı aklın zihinsel izlenimlerinin kaydolduğu veri bankası, bilgi deposu olarak da kabul edilir. Bu depo, beynin daha önceki tecrübeleri değerlendirerek şu an kişinin nasıl davranacağının yada nasıl nasıl hareket edeceğinin gerektiğinin değerlendirildiği yerlerden biridir.

Sakral çakra ağırlıklı olarak cinselliğin merkezi olsa da , duygusal ve fiziksel şeylerden haz duymak, hissetmek yada duyu organları yoluyla zevk almak konularını da yönetir.

Para kazanamama, cinsel konulardaki rahatsızlıklar, hayattan veya partnerinizden eski keyfi alamama, cinsel isteksizlik yada performans azlığının merkezi sakral çakradır. Pelvis bölgesindeki sorunlar, idrar yolları sorunları, kısırlık, cinsel organın işlevini yerine getirememesi, idrar yollarındaki sorunlar çoğu zaman, bu çakranın dengesiz olduğuna işaret eder.

Sakral çakra az çalışıyorsa: Aşırı çekingenlik, hassaslık, utangaçlık, hislerini saklama, değersizlik hissi, para ve güç kazanmakta  Okumaya devam et