Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…


Yorum bırakın

Başıma gelen aksiliklerden nasıl kurtulurum?…

belalardan kurtulmakBazen hiç istemesek de kendimizi birden bire bir belanın ya da bir olayın içinde buluveririz.

Bir kasırga gibi size çarpan olayı, kendiniz bir simülasyon gibi  detaylıca planlayarak kurgulamış olsanız da, başınıza gelen olay kadar ince plan yapamamış olduğunuzu hemen fark edersiniz.  Sanki tüm bileşenler sadece sizin için ve mükemmel bir kurguyla önünüze servis edilmiştir.

Bahsetmiş olduğum bu senaryo, belki tam mutluluğu ve huzuru yakalamış olduğunuzu sandığınız ve keyif aldığınız bir anın arkasından gelmiştir, belki de başınıza arka arkaya gelen felaketlerin bir parçasıdır.

Peki ya, ne yapmalı, ne etmeli ki sizi üzecek olan olaylarla temasınızı azaltmalı?

Önce kendi içinize bakmalısınız, “ben neyi hatalı yaşıyorum ya da nelere gereğinden fazla kıymet veriyorum?

Sahip olduğum eşyalar, ev, araba, tekne, bu kadar ilgiyi alakayı hak ediyor mu?

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Korkularımdan Nasıl Kurtulurum?…

bütünİnsanın içine atmış olduğu korkular yıllar geçtikten sonra, o kişinin hayatında olumsuzluklar ve mutsuzluklar zinciri olarak kendini göstermeye başlar.

Bir bebek daha doğmadan, anne karnında annenin duyduğu bütün sıkıntıları bir şekilde yaşamaya başlar.  Bebeğin DNA larına annenin ve babanın çaresizlik korkusu,  parasızlık korkusu, terkedilme korkusu, ümitsizlik korkusu gibi korkuları geçer ve bu korkular enerji bağı olarak bebeğe aktarılmaya başlar. Hayatımızda olan korkularla yüzleşebilmek ve bunlardan arınabilmek gerekiyor.  Korkuların endişelerin de bir enerji olduğunu hatırlamak gerekmektedir.

Meditasyon yolu ile insan kendi içindeki yolculuğunu yaparken, unutmuş olduğu güçlerini, ışığını, huzurunu tekrardan hatırlamaya başlar. Kişi hazır olduğunda ve farkındalığı arttığında, küçüklüğünde yaşamış olduğu ve kalbinin derinliklerine bir daha hatırlanmamak üzere atmış olduğu, olayları da hatırlayarak, o olayların enerjilerini ve etkilerini kendi enerji alanından atmaya ve rahatlamaya başlar.

Evren çok düz bir mantıkla işler. Siz evrene ne dilerseniz veya ne enerji gönderirseniz,  Evren de sizi isteğinizi size göre hazırlanmış ve Okumaya devam et


Yorum bırakın

Bir bayan eşi hakkındaki endişelerini anlatıyor….güzel bir hikaye

çiftKocam bir mühendisti. Onunla sakin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sakin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sakinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu

Sonunda kararımı ona da açıkladım: Boşanmak istiyordum
Şaşkınlıktan gözleri açılarak ”niye?” diye sordu.
”Gerçekten belli bir sebebi yok” dedim, ”sadece yoruldum”
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hali ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonunda sordu: ”seni caydırmak için ne yapabilirim?”
Demek ki söyledikleri doğruydu:
insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da
kaybolmuştu.
”İşte mesele tam da bu” dedim ”Sorunun cevabını kendin bulup
Okumaya devam et


Yorum bırakın

Nefes Teknikleri

nefesÇoğumuz günlük hayatın koşuşturmacası sırasında ve şu anda bu yazıyı okurken, göğüs kafesimizden ve muhtemelen ağzımızdan nefes alıyoruz. Çok sık aralıklarla göğsümüze çektiğimiz nefes, heyecan, panik veya stres içeren olayları size doğru çekmeye başlamış olacaktır.

Eğer bir bebeği uyurken seyrederseniz, nefesini göğüsünden değil karnından aldığını rahatlıkla görebilirsiniz. Aslında biz yetişkinlerin de alması gereken nefesin doğru yöntemi diyaframdan alınan nefestir.

Farkındalıklar arttıkça meditasyon, plates, yoga, reiki öğretileri geliştikçe, bir çok yeni nefes teknikleri ortaya çıkmaktadır. Doğru nefes alıp verme insanın hem organları hem de ruh dünyası, başka bir değişle bilinçaltı için çok önemlidir.

  1. Unutmayın bu nefes egzersizinde hep burundan nefes alacaksınız. İnsan gergin, sinirli yada heyecanlı olduğu zaman hemen ağzından sıklıkla nefes alıp vermeye başlar ancak araştırma sonuçları göstermiştir ki burundan alınan nefes sayesinden hem Okumaya devam et


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 7- Aragonit

aragonitBilimsel araştırmalara göre Aragonit’in 2.7 milyar yaşında bilge bir taş olduğu ortaya çıkmıştır. Çok uzun bir zamandır dünyada bulunduğundan şifa gücü ve özellikleri çok fazla olan biri taştır. Pembe, sarı, portakal ve kahve renklerinden bulunur. Genelde kristal haldedir.

Aragonit duygusal bedenin dengelenmesi ve şifalanması için güçlü bir yardımcıdır. Geçmişte duygusal izlerle ilgili gerilimlerde ve yorucu olaylarda dinginliğinizi korumanıza destek olur.  Aragonit ile meditasyon yaparak bu yaşamınızda unuttuğunuz olayları ve geçmiş yaşam deneyimlerinizi görerek farkındalığınızı arttırabilirsiniz. Eski acıların deneyimleri canlanırken bazı hatıralar yeniden oluşabilir. Ancak bu tür birikimler vücuttan ve bilinçaltından temizlendiğinde, Aragonit, ruhun gelişimi için faydalı bilgileri kurtararak, kişinin ruhsal tarihinin arşivini gezebileceği keşfi, gerçek bir maceraya dönüştürür. Taşıyan kişinin enerji alanı ile negatif enerji gönderen başka birinin enerji  alanı arasında tampon görevi görerek taşıyanı korur.

60 a yakın rahatsızlığı kolaylıkla şifalandırdığı söylenmektedir.

Bütün burçlarla uyumlu bir taştır. Özellikle Başak, Kova, Arslan ve Oğlak burçlarına daha çok yarar sağlar.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 6- Ay Taşı

aytasıRomalılar Ay’ın ışınlarının taşa dönmesi ile bu taşın var olduğuna inanmışlardır. Yine Romalılar ve Yunanlılar Ay Tanrılarını bu taş ile özdeşleştirmişlerdir. Ay taşı sihir ve mistik öğretiler ile insanlık tarihi boyunca çok fazla bağdaştırılmıştır.

Ayla ilişkisi olduğuna, aydan yansıyan ışığın, ay taşının ışığı olduğuna inanılmıştır. Eski zamanlarda, yolculuklarda koruma sağladığına inanılmıştır. Rivayetlere göre Ay taşını tılsım olarak taşıyan kişiyi şöhretli ve görünmez yaptığı söylenmektedir. Bilinçaltını uyardığı bilinmektedir. Rengi yavruağzı, sütbeyaz, mavimsi beyaz, bazen kahverengi, yeşil, sarı, pembe ve gridir.

Duygusal dengeleyici vasıflara sahiptir. Bu taş hakkında en çok rivayeti ortaya çıkartan yerlerden biri de Hindistan’dır. Hindistan da kutsal bir taş olarak kabul gören Ay taşının sevgilileri daha ihtiraslı yaptığı da söylenir. Ay taşı, kadınlar tarafından kısırlığa iyi geldiği ve üreme organlarının sorunlarını çözmesi ve de kolay doğum yapmaya yaradığı için taşınır. Kişilerdeki egoizmi giderdiği ve fazla yemek yeme dürtülerini ortadan kaldırdığı tokluk hissi verdiği de bilinir.

Aşk ile alakalı konularda, ay taşının kısmet açtığına, taşıyan kişiye karşı mıknatıs gibi çektiğine inanılır. Şans getirmesi, yeni Okumaya devam et


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 5- Yeşim Taşı

yeşim taşıÇin’in sahip olduğu yeşim taşı kültürü, 7 bin yıl, hatta daha uzun bir geçmişe dayanıyor. Çinlilerin yeşim taşı sevdası, gizemli bir renk taşır, çünkü Çinliler yeşim taşını gökyüzünün ve yerkürenin özlerini içeren ve insan ile tanrılar arasında köprü rolü oynayan bir aracı olarak görür.

Efsaneye göre büyük Çin Ejderinin yeryüzüne boşalttığı tohumların donmuş hali Yeşim taşınu oluşturmuştur. Günümüzde bile Çinli işadamları ellerinde Yeşimden tılsımlar taşırlar, bir işe başlamadan önce onu tutar, okşar ve ondan güç alırlar.

Başlıca Kova , Yengeç, Terazi, İkizler ve Boğa burcunda olanlara çok fayda sağlar

Ruhsal gerginlikleri giderir, rahatlatır, dinlendirir. Fiziksel bedenle ruh, duygularla düşünceler arasında dengeyi sağlar. Kişiyi duyguların tutsaklığından kurtararak görüşünü netleştirir. Aşırıya kaçan duygusallıkları

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 4 – Hematit Taşı

hematitHematit taşı demir gibi görünür, ancak düştüğünde kolayca kırılabilen bir taştır. Demirin başlıca kaynaklarından biridir. Narin bir kristal çeşididir. Demir mineralinin başlıca kaynaklarından biridir. taşı olarakta bilinen hematitin en yaygın rengi kırmızıdır-kahverengidir. Ayrıca siyahtan griye, sarıdan kahverengine kadar içerdiği diğer kayaçlardan ötürü farklı renkler de bulunur. Pigment olarakta kullanılan hematit, çelik üretiminde kullanılan temel mineraldir.

Kan dolaşımı üzerinde pozitif etkisi vardır. Dalağın doğru çalışmasını sağlar. Enerji ve canlılık verir, stresi azaltıcı etkisi vardır. Çekim gücü fazla olduğundan, kişisel çekim, neşe, cesaret ve istek verir.

Özellikle karar verme güçlüklerine birebirdir. Hafızayı kuvvetlendirir. Mafsal romatizmalarına karşı etkili olduğu söylenir.

Zihni berrak hale getirir, akıl ve zeka kıvraklığı sağlar.

Eski çağlarda tılsım olarak kullanılan taşların başında gelir, ancak modern çağda da insanlar bu taşın bel soğukluğuna iyi geldiği inancındadırlar.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

7. Çakra – Tepe Çakrası

tepe çakrasıRengi beyaz ve mordur. Yeri başıntepe noktasında ve yukarı doğrudur. Epifiz bezini kontrol eder. Tüm vücut sistemlerini ve diğer tüm çakraları dengeler. Bu çakranın anlatılması çok güçtür. İçinde bir çok anlam ve özellik taşır. İnsanın evrene açılan kapısı olarak da değerlendirilir. Tüm çakraların başlama kaynağıdır. İlahi yaradan ile bağlantı kurma çakrası olarak da tanımlanabilir.

Bu çakra az çalışıyor ise: kişide mutluk duygusu son derece azdır.  Halsizlik, bezginlik, keyif alamama az çalışmasına işarettir.

Bu çakra fazla çalışıyorsa: kişide migren ağrısı görülme potansiyeli vardır. Devamlı hayal kırıklığı yaşamak, karşısındakine aşırı mesafeli olmak, depresyon belirtileri de aşırı çalışmada görülebilir.

Bu çakra dengede ise: kişi  kendi ile barışık, evrenin enerjisinin farkında olan ve bu enerjiyi kendi için iyi kullanan, yaşam ve sonrası bilincinde olan özellikler taşır.

http://www.kuantumdaben.com


Yorum bırakın

6. Çakra – Üçüncü Göz Çakrası

üçüncü gözİki kaşın ortasında yer alır. Rengi çivit mavisidir. Elementi yoktur. Beyin, sinüsler ve epifizi kontrol eder. Duygusal olarak sezgi ve rüyalar üçüncü göz çakrası ile alakalıdır.

Kişinin bireysel varlığı ile 7. Çakra arasında köprü vaziyeti görmektedir. Beyinde bulunan epifiz bezi ile direk alakalıdır. Epifiz bezi gözleri ve görme duyusunu kontrol eder. Bilgelik, algı ve sezgi, üçüncü göz çakrasın işlevlerindendir.

Bu çakra az çalışıyor ise: kişi ego ile üst benliğin farkını ayırt edemez. Başkalarının hislerine aşırı duyarlılık, çekingenlik, disiplinsiz olma duygusu ve başarıdan korkma hissi bu çakranın az çalışmasından kaynaklanabilir. Kabuslar, odaklanma zorluğu az çalışmasına işaret eder.

Bu çakra fazla çalışıyor ise: yüksek ego, aşırı otoriterlik, herşeyi ben bilirim tavrı ortaya çıkar. Aşırı şüphecilik ve aşırı hayal kurma fazla çalışmasında ortaya çıkar.

Bu çakra dengede ise:  kişinin iradesi güçlüdür. Sezgileri çok kuvvetlidir. Kendine güveni tamdır.

http://www.kuantumdaben.com