Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…


Yorum bırakın

Çakralar ve Denge

balansHer insanda 7 adet çakra vardır ve vücudun omurilik hattı diyebileceğimiz alanında Başınızın üzerinden kuyruk sokumuna kadar uzanan bölgede yer alır. Her çakranın bir rengi bir frekansı ve bir işlevi vardır.

Tepe Çakrası – Rengi mordur, sonra sırayla 3.göz çakrası – çivit mavisi, Boğaz çakrası – açık mavi, Kalp çakrası yeşil, Solar Pleksüs – sarı, Sakral çakra – turuncu, Kök çakrası kırmızıdır.

Dikkat ettiniz mi kök Çakrasından aşağıya doğru kızıl ötesi, başımızdan yukarı doğru da mor ötesi ışık yaymaktayız. Bedenimizin ve hayat çarklarımızın (çakra) olduğu bölge, yaşamın gözle görünür enerjisinden yani gökkuşağının renklerinden oluşmuştur.

Hiç gökkuşağı renklerini bir rüzgar gülüne boyayıp ona doğru hızla üflediniz mi?

Bir deneyin, sonuçta gökkuşağı renkleri aynı frekansa geldiğinde birbirleri içine ahenk ile karıştığında , beyaz renk olurlar.

Sağlıklı ve uyumlu çalışan çakralar da topladığınız zaman beyaz rengi verir. Tıpkı insan bedeninin gerçek renginin uyum içinde ve dengede olduğunda parlaması gibi…

Peki ya doğuştan yada sonradan bir uzvunu kaybeden insanda tüm çakralar mevcut mudur?

Hayat çarkları öyle muhteşem dizayn edilmiştir ki, yaşam için en gerekli yerlerdedirler ve  çakraların  varlığı bize “Dengede” olmayı her daim hatırlatır.

Çakralar, geçmiş ve geleceğin, sağ ile solun, yukarı ile aşağının, feminen ile maskülenin, madde ile mananın tam ortasındadır. Uzvu olmayan Okumaya devam et


Yorum bırakın

Evrene hangi enerjiyi gönderirsek, o enerjinin birçok versiyonunu deneyimleriz…

evrenEvrenin çalışma prensibi, bizlerin günlük hayatta kullandığımız yada küçüklüğümüzden beri bizlere öğretilen sistemlerden farklıdır. Evren size haksızlık yapıldığı, daha iyisinin başkasına gittiği konuları ile hiç mi hiç ilgilenmez.

Atalarımız kuantum düşünce sistemini çok uzun yıllar önce keşfetmiş olacaklar ki “ Hayatına ne ekersen onu biçersin “ demişler.

Peki ne yapmalı, ne etmeli ki hayatımıza güzellikleri çekebilmenin yolunu keşfedebilmeli?

Öncelikle kendimiz ile hesaplaşmalı ve kendimizi olduğumuz gibi kabul ederek onaylamalıyız. Kendimizi affetmeliyiz. “Her ne yaşandıysa yaşandı, kendimi olduğum gibi kabul ediyorum, onaylıyorum ve seviyorum” demeliyiz.

Daha sonra, hani bazılarımızın onu hayatta affetmeyeceğim dediğimiz kişiler vardır ya, onlar dahil, hayatımızda kırıldığımız üzüldüğümüz herkesi hiçbir ön şartımız olmadan affetmeliyiz.

İnsan kimleri affetmekte zorlanır?

Daha önce güvenmiş olduğu yada sevdiği kişilerden beklemediği bir hareket veya davranışlar gördüğünde, o kişileri affedemez. Affetmediği anda da o kişi ile farkında olmadan enerji kancası ile kendini bağlanmış olur. Hayatında ne kadar çabalasak çabalayalım ne kadar donanıma sahip olursak olalım, bu kancalar,  atacağımız her adımda hep bizi geriye doğru çeker ve ilerlememize  o ya da bu şekilde mani olur.

Affetmek o kişinin yaptığının yanına kar kalması demek değildir. Sizin o kişinin enerji blokajından kurtulmanızdır. Başta da bahsetmiş Okumaya devam et


Yorum bırakın

Bir yeri güzel yapan, sizi cennette hissettiren şey nedir?

mekan“Burası sanki cennetten bir parça, huzurumun adresi, ohh be iyi ki buradayım, buranın havasına bayılıyorum, şu kuş seslerinin güzelliğine bak, içtiğim su bile burada sanki daha lezzetli”, dediğiniz yer neresidir?

Belki her gün belki yılın belli dönemlerinde gittiğiniz eviniz, yazlığınız, tekneniz veya doğa harikası bir belde mi?

Kendinizi mutlu hissettiğiniz, güvende olduğunuz, hayatın zorluklarına karşı kullandığınız koruma kalkanınıza ihtiyaç duymadan rahatça, keyifle, özgürce ve yüzünüzde gülümsemeyle yaşadığınız yer neresidir?

Gözlerinizi kapatın ve düşünün…

Gözünüzün önüne sadece mekanlar mı geliyor? Yoksa mutluluğu ve huzuru birlikte paylaştığınız sevdikleriniz de bu mekanları dolduruyor mu?

Peki ya yaşadığınız güzel anılar da bu mekanlara eşlik etmekte mi?

Annenizi, babanızı, kardeşinizi, sevgilinizi, eşinizi çocuğunuzu o resimden bir an olsun çıkarın…

Hemen huzursuz oldunuz değil mi?

Eşinizin şehir dışında bir işte çalıştığını, çocuğunuzun yurtdışında sizden uzak okuduğunu veya ailenizde her zaman size destek olmuş olan Okumaya devam et


Yorum bırakın

Başıma gelen aksiliklerden nasıl kurtulurum?…

belalardan kurtulmakBazen hiç istemesek de kendimizi birden bire bir belanın ya da bir olayın içinde buluveririz.

Bir kasırga gibi size çarpan olayı, kendiniz bir simülasyon gibi  detaylıca planlayarak kurgulamış olsanız da, başınıza gelen olay kadar ince plan yapamamış olduğunuzu hemen fark edersiniz.  Sanki tüm bileşenler sadece sizin için ve mükemmel bir kurguyla önünüze servis edilmiştir.

Bahsetmiş olduğum bu senaryo, belki tam mutluluğu ve huzuru yakalamış olduğunuzu sandığınız ve keyif aldığınız bir anın arkasından gelmiştir, belki de başınıza arka arkaya gelen felaketlerin bir parçasıdır.

Peki ya, ne yapmalı, ne etmeli ki sizi üzecek olan olaylarla temasınızı azaltmalı?

Önce kendi içinize bakmalısınız, “ben neyi hatalı yaşıyorum ya da nelere gereğinden fazla kıymet veriyorum?

Sahip olduğum eşyalar, ev, araba, tekne, bu kadar ilgiyi alakayı hak ediyor mu?

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Korkularımdan Nasıl Kurtulurum?…

bütünİnsanın içine atmış olduğu korkular yıllar geçtikten sonra, o kişinin hayatında olumsuzluklar ve mutsuzluklar zinciri olarak kendini göstermeye başlar.

Bir bebek daha doğmadan, anne karnında annenin duyduğu bütün sıkıntıları bir şekilde yaşamaya başlar.  Bebeğin DNA larına annenin ve babanın çaresizlik korkusu,  parasızlık korkusu, terkedilme korkusu, ümitsizlik korkusu gibi korkuları geçer ve bu korkular enerji bağı olarak bebeğe aktarılmaya başlar. Hayatımızda olan korkularla yüzleşebilmek ve bunlardan arınabilmek gerekiyor.  Korkuların endişelerin de bir enerji olduğunu hatırlamak gerekmektedir.

Meditasyon yolu ile insan kendi içindeki yolculuğunu yaparken, unutmuş olduğu güçlerini, ışığını, huzurunu tekrardan hatırlamaya başlar. Kişi hazır olduğunda ve farkındalığı arttığında, küçüklüğünde yaşamış olduğu ve kalbinin derinliklerine bir daha hatırlanmamak üzere atmış olduğu, olayları da hatırlayarak, o olayların enerjilerini ve etkilerini kendi enerji alanından atmaya ve rahatlamaya başlar.

Evren çok düz bir mantıkla işler. Siz evrene ne dilerseniz veya ne enerji gönderirseniz,  Evren de sizi isteğinizi size göre hazırlanmış ve Okumaya devam et


Yorum bırakın

Nazar Enerjisinden Kolayca Nasıl Kurtuluruz?

nazar

Nazardan ve negatif enerjilerden daha kolay korunmak için öncelikle enerji alanınızı yüksek tutmak gerekmektedir.  Enerji alanınızın yüksekliği konusunda kendinizden emin değilseniz nazarı kontrol eden ya da engelleyen doğal taşlardan kullanabilirsiniz. Ametist bu iş için uygun taşlardan biridir. Ancak ametisti belirli sürelerde topraklamak ve toplamış olduğu enerjileri boşaltmak gerekmektedir.

Endişeli, alıngan, kalbi çabuk kırılan, dertli ya da üzgün insanların enerji alanları daha düşük olduğundan nazar enerjisine veya onlara doğru gelen negatif enerjilere daha çok maruz kalırlar.

Çakraları açık, neşeli, mutlu enerji alanı yüksek ve dengeli insanlar nazar enerjisinden çok daha az etkilenirler ya da hiç etkilenmezler.  Düzenli olarak meditasyon yapmak çakraları dengede tutacağından ve auranızın enerjisini yükselteceğinden, nazar ve negatif enerjilerin bloke Okumaya devam et


Yorum bırakın

Bir bayan eşi hakkındaki endişelerini anlatıyor….güzel bir hikaye

çiftKocam bir mühendisti. Onunla sakin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sakin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı

Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sakinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu

Sonunda kararımı ona da açıkladım: Boşanmak istiyordum
Şaşkınlıktan gözleri açılarak ”niye?” diye sordu.
”Gerçekten belli bir sebebi yok” dedim, ”sadece yoruldum”
Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hali ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki!

Sonunda sordu: ”seni caydırmak için ne yapabilirim?”
Demek ki söyledikleri doğruydu:
insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da
kaybolmuştu.
”İşte mesele tam da bu” dedim ”Sorunun cevabını kendin bulup
Okumaya devam et

Keyifli Alışveriş Dergiside Merkezimizden Meditasyon İzlenimleri

Yorum bırakın

keyifli alışveriş röportaj4keyifli alışveriş röportaj2


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 7- Aragonit

aragonitBilimsel araştırmalara göre Aragonit’in 2.7 milyar yaşında bilge bir taş olduğu ortaya çıkmıştır. Çok uzun bir zamandır dünyada bulunduğundan şifa gücü ve özellikleri çok fazla olan biri taştır. Pembe, sarı, portakal ve kahve renklerinden bulunur. Genelde kristal haldedir.

Aragonit duygusal bedenin dengelenmesi ve şifalanması için güçlü bir yardımcıdır. Geçmişte duygusal izlerle ilgili gerilimlerde ve yorucu olaylarda dinginliğinizi korumanıza destek olur.  Aragonit ile meditasyon yaparak bu yaşamınızda unuttuğunuz olayları ve geçmiş yaşam deneyimlerinizi görerek farkındalığınızı arttırabilirsiniz. Eski acıların deneyimleri canlanırken bazı hatıralar yeniden oluşabilir. Ancak bu tür birikimler vücuttan ve bilinçaltından temizlendiğinde, Aragonit, ruhun gelişimi için faydalı bilgileri kurtararak, kişinin ruhsal tarihinin arşivini gezebileceği keşfi, gerçek bir maceraya dönüştürür. Taşıyan kişinin enerji alanı ile negatif enerji gönderen başka birinin enerji  alanı arasında tampon görevi görerek taşıyanı korur.

60 a yakın rahatsızlığı kolaylıkla şifalandırdığı söylenmektedir.

Bütün burçlarla uyumlu bir taştır. Özellikle Başak, Kova, Arslan ve Oğlak burçlarına daha çok yarar sağlar.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 6- Ay Taşı

aytasıRomalılar Ay’ın ışınlarının taşa dönmesi ile bu taşın var olduğuna inanmışlardır. Yine Romalılar ve Yunanlılar Ay Tanrılarını bu taş ile özdeşleştirmişlerdir. Ay taşı sihir ve mistik öğretiler ile insanlık tarihi boyunca çok fazla bağdaştırılmıştır.

Ayla ilişkisi olduğuna, aydan yansıyan ışığın, ay taşının ışığı olduğuna inanılmıştır. Eski zamanlarda, yolculuklarda koruma sağladığına inanılmıştır. Rivayetlere göre Ay taşını tılsım olarak taşıyan kişiyi şöhretli ve görünmez yaptığı söylenmektedir. Bilinçaltını uyardığı bilinmektedir. Rengi yavruağzı, sütbeyaz, mavimsi beyaz, bazen kahverengi, yeşil, sarı, pembe ve gridir.

Duygusal dengeleyici vasıflara sahiptir. Bu taş hakkında en çok rivayeti ortaya çıkartan yerlerden biri de Hindistan’dır. Hindistan da kutsal bir taş olarak kabul gören Ay taşının sevgilileri daha ihtiraslı yaptığı da söylenir. Ay taşı, kadınlar tarafından kısırlığa iyi geldiği ve üreme organlarının sorunlarını çözmesi ve de kolay doğum yapmaya yaradığı için taşınır. Kişilerdeki egoizmi giderdiği ve fazla yemek yeme dürtülerini ortadan kaldırdığı tokluk hissi verdiği de bilinir.

Aşk ile alakalı konularda, ay taşının kısmet açtığına, taşıyan kişiye karşı mıknatıs gibi çektiğine inanılır. Şans getirmesi, yeni Okumaya devam et