Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…


Yorum bırakın

Yeni sayfa aç

Geçmiş ile yaşamaya çalışmak, aynı plağı hiç değiştirmeden sürekli dinlemeye benzer. Senin elinde daha başka bir sürü müzik çalacak harika bir plak çalar varken, sen inatla aynı müziği dinlemeye devam ediyorsun. Bu insanın ruhuna işkence gibi gelir. Eskiden, bir esiri konuşturabilmek için, kapalı bir ortamda devamlı aynı ritimde damla damla suyu, bir su birikintisinin içine düşürürlermiş. Sonunda esir çıldırmamak için her şeyi söylermiş.

Yaşadığın her an, her saniye hayatını değerli kılabilek senin elinde.

Eğer sen kendi kendini bu esarete sokup aynı müziği dinlersen, şu anda yapabileceğin yaşayabileceğin tüm güzelliklere gözlerini kapatmayı tercih edersen, kusura bakma ilerleyemeyeceksin. Hep şikayet halinde kalacak ve kimse beni anlamıyor diye söylenip duracaksın. Çünkü o şikayetlere alışmışsındır, benimsemişsindir. Onunla gün geçirmeyi seviyorsundur. Lütfen kendinle yüzleş ve ben artık mutlu olmak istiyorum, hayatın bana sunduğu bolluk ve bereketi, güzellikleri yaşamak istiyorum de ve artık sa hiçbirşey kazandırmayan söyleme halini bırak.

Geçmişte her ne yaşadıysan, her ne haksızlığa uğradıysan, o senin şu anki haline getirmek için, tekamül etmen içindi. Geleceğini güzelliklerle planla. Geçmişteki herkesi Affet, her şeyi Affet, Bırak onlar da senin enerji kancandan kurtularak özgürleşsinler. Sen de bağlarını kopardığını için özgürleş. Hayatına bugünden itibaren tertemiz bir sayfa aç.

Bu her şeyi bırak, çek git anlamına gelmiyor. Mevcut koşullarını, ilişkini, işini, yaşantını iyileştir anlamına geliyor. Sevgiler Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com


Yorum bırakın

Kendine vakit ayır

Başkası için, en sevdiğin insan da olsa, önce kendin kendinle iyi olacaksın, kendini çok değerli seviyeye çıkarmayı isteyeceksin Her insan, çocuğun da sevgilin de, eşin de hayatta kendi seçimlerini yaşıyor.

Herkesi kendin gibi zannetmek senin mücadeleni hırsını azmini ya da yaşadıklarınla verdiğin mücadeleyi sevdiğin birinde de görmek istersin onlara tecrübelerini anlatırsın imkanlar sunarsın ve senden daha iyi yaşamasını daha başarılı ve mutlu olmasını istersin. Bunu görememek bir süre sonra seni üzer, moralini bozar ve seni dengeden kaçırır. Çünkü onlar, sen değil, sen de onlar değilsin.

Aynı şekilde sevgide, aşkta, bir birktelikte, onsuz içimde boşluk oluyor demek, kendine ve ruhuna haksızlık etmekten başka birşey değildir.

Sen bu hayata gelirken, yüreğinde teninde, ruhunda boşlukla doğmadın sadece ruhuna yüreğine tenine iyi gelen, ten ve ruh uyumu olan birini hayatına çekmiş olabilirsin, bunda da hatalı bir şey yok ama sen eksik değilsin. O da senin eksiğini tamamlayacak kapasitede değil.

Sen eğer, ben aşkım, kendimi seviyorum, kendime iyi davranıyorum ve güveniyorum dediğin zaman, o uzaklıklar bir anda yakın olmaya başlar. Ama sen ona bağımlı olduğun zaman hep ayağında pranga olur. Hep bir ulaşılmazı gündeme getirecek işler, olaylar, uzaklıklar ve anlaşmazlıklar olur.

O yüzden her zaman kendi değerli hissetmen gerekiyor o zaman hayatın akışı bolluk bereketi sana gelecektir.

Özetle bağımlı değil, bağlı ol. Sevgiler Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com


Yorum bırakın

Bıraktığın yerde kalmak

Kimse bıraktığın yerde bıraktığın şekilde seni beklemiyor. Beklemiyecekte. Bir ayrılık yaşadığında ve ayrılıklar eskimeye başladığında, araya zaman ve mesafeler girdiğinde, siz istemeseniz de çok şeyler değişir. Bilinçaltınız ister ki filmin pause (dondur) tuşuna bastığınız gibi, o kişi, o yaşanmış güzellikler olduğu gibi kalsın. Eğer televizyondaki filmi dondurup dışarı yemeğe çıktıysanız ve televiyonu da açık bıraktıysanız, belli bir süre sonra televizyonun programı hem korumak amaçlı hem de daha fazla enerji harcamamak için o televizyonu komple kapatır.

Eve döndüğünüzde “aaa kapanmış ya da aaa benim bıraktığım gibi değil” demeyin. Şartlar değişti deneyimler farklılaştı herkes akışta kendi intihanını, kendi deneyimlerini yaşamaya devam etti.

Bir süre önce ayrıldığınız sevgiliniz de aynı televizyon gibidir. Ya ayrılma sebebiniz içine oturmuştur yada aynı deneyimleri tekrardan yaşamak istemez. Direk sizi kendine göre değiştirme çalışır ya da önce size bir süre iyi davrandıktan sonra el üstünde tuttuktan sonra yeni programı devreye sokar ve daha önce kendi yaşadıklarını size yaşatmaya başlar.

Herkesin hayat köprüsünün altından her gün gürül gürül sular akıyor. Eski sevgilinizle tekrar birlikte olursanız, bunu sakın unutmayın. O kişi eski bıraktığınız yerde ve şekilde durmuyor. Zaman içinde yenilendi yeni bir işletim sistemi var, aynı sizin gibi. Bu yenilik, ya sizi daha ileri taşır ya da sertleştirir.

Özgürlüğünüzden sizi siz yapan değerlerinizden, kendi ışığınızdan kimse için ödün vermeyin. Çünkü siz tam da şu anda, her nerede ve her nasılsanız, olduğunuz gibi çok Değerlisiniz. Kendinizi her daim değerli hissetmeniz dileğimle. Sevgiyle Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com


Yorum bırakın

Akışta kalmak

Birinden, birşeyden ya da bir hedeften vazgeçebilmek, her zaman kolay değildir.

Emek harcamışsındır, kendinden ödün vermişsindir. O kişi için, o amaç için ortaya sevgini koymuşsundur. Kimseye söylemediğin şeyleri duygusal yaralarını seni de inciten olayları belki de o kişi hep senin yanında olacağını sandığin için, zamanı geldiğinde sana da bu konuda destek olacağını beklediğin için, onunla paylaşmışındır.

Belki de bu kişi, bu hedef ya da bu dilek senin hayrına değildir? O an bunu hiç düşünmezsin görmezden gelirsin.

Sen genel anlamda iyi bir insan isen, isteklerin, dileğin, amacın, gönül gözünle dilenmişse ve istediğin kafana taktığın her ne ise eğer senin hayrına değilse ilahi sistem sana sürekli mesaj göndermeye başlar. “Lütfen uyan, lütfen farkına var” der.

O an eğer enerjilerin ve sistemin nasıl çalıstığının farkında isen, hemen uyanır ve mesajı doğru algılarsın.

Eğer inatçı isen, malesef genelde öylesin/öyleyiz buzdağına çarpan gemide kalmaya onu kurtarmaya çalışmaya ve sanki o geminin kaptanı gibi, o gemiden en son inmeye israr etmeye devam edersin.

Sonuçta o gemi mutlaka batacak ve sen harcadığın zaman için emek için pişman olacaksın.

Olmamak için lütfen kendin ol. Yaradanın sana verdiği kalbi, ruhunun gücünü ve hislerini doğru kullan.

Niyetin kimseyi kontrol etmek değilse, kimsenin hayatını kendi isteklerin için şekillendirmeye çalışmıyorsan, zaten doğru yoldasın. Sadece beyninin/ egonun sana söylediği, bunu düzeltiriz şöyle yaparız böyle yaparız sözlerine değil, kalbinin,” ben mutlu olmak istiyorum, sevip sevilebilecegim hayrıma olan bir aşk istiyorum , kapasitemi iyi kullanacağım keyifle çalışıp, keyifle kazanıp keyifle harcayacağım, kendime ve çalıştığım işe fayda sağlayacağım harika bir kariyer istiyorum… ” gibi isteklere kulak veriyorsan, ruhuna, kalbine, aklına ve hayatın akışına güveniyorsan, gerisini Yaradana ve ilahi sisteme bırak.

Geri çekil ve rahat et. Akışta kalmak budur. Hep mutlu olman ve dengede kalman dilegimle. Sevgiler Serkan Sorguç ŞifaChi- sifachi.com


Yorum bırakın

Kanat vardır doğanı padişaha götürür

Kanat vardır, doğanı padişaha götürür.

Kanat vardır, kuzgunu leşe götürür…

Her insan kendi özgür iradesi ile aldığı seçimlerini yaşar ve bu seçimler sonucunda yaşadıklarıyla ruhunu ya yüceltir ya da yerle bir eder. Kimi zaman bu tecrübe başarı olur kimi zaman da hata.

İnişli çıkışlı ilerlemiş olduğunuz hayat yolculuğunuzda her defasında en çok kendi kendinize konuşmuş, en ağır eleştirileri kendinize yapmış, en büyük cezaları kendinize vermiş olabilirsiniz. Tüm bunları yaptığınızdan eminim. Hala ayakta, hala güçlü iseniz bu sizin güzel ruhunuz ile her ne yaşadıysanız yaşayın bir şekilde düze, dengeye ve sakinliğe çıkmayı başardınız yada çok yakınsınız. Bütün derdinizi sıkıntınızı hep kendiniz halletmeye çalıştınız. Bazen oldu bazen olmadı ama genelde kimseye yük olmadınız yada olmamaya çalıştınız.

Bütün bunları yaşarken az birşey enerjiniz yükseldiğinde, etrafınıza farkında olmadan, yazın mangal yaparken yaktığınız gece lambası gibi ışık saçmaya başlarsınız. Bu ışığı gören tüm uçanlar nasıl gelmeye başlarsa, kendi derdinden kolay yolla kurtulmaya çalışan, emek harcamak yerine yükünü hemen üzerinize atıp rahatlamaya çalışan tüm insanları kendinize çekmeye başlarsınız. Hele ki seninle konuştuktan sonra çok hafifliyorum, rahatlıyorum gibi söylenen sözler bunun en güzel göstergesidir.

Siz bu işi profesyonel yapan enerji terapisti olmadığınızdan farkında olmadan o enerjinize ve ışığınıza atılan enerji kancalarından kurtulamazsınız. Bu olay, lisede üstten iki muslukla havuza su doldururken aşağıdan su boşaltan su musluğunu anlatan havuz problemine benzer. Havuzunuzun altında musluk açılmasına izin verirsiniz. Devamlı enerji hattınızdan sızıntılar başlar. Dengede kalamazsınız bir gün iyi iken diğer gün sinirli üzgün veya yorgun hissedersiniz.

Dostluk, arkadaşlık çok güzel şeydir ama sakın kimse ile çok fazla empati yapmayın. Kendi derdiniz gibi içselleştirmeyin. Hele benim evlatlarımın, eşimin, ailemin başına gelseydi diye senaryo oluşturmayın. Bunları yaparak, o frekansa gereğinden fazla enerji koridorunuzu açarsanız. O kişinin kendi üzerindeki karmayı bir anda üzerinize çekebilirsiniz. Bunu farkedene kadar da çok vakit kaybedebilirsiniz

Karmanın bir anlamda Türkçesi kul hakkı demektir. Bir kaç çeşit karma vardır. Atalardan ve geçmişten gelen karmalar vardır bir de kişinin kendi tercihleri ile yaratmış olduğu karmalar vardır. Karma konusu çok detaylı ve hassas bir konudur. Kısaca anlatmak zordur ancak fazla empati yapmak derdi olan kişinin karma akışında izlediği yolu bir anda değiştirebilir ve o akışı üzerinize yönlendirebilir.

Başkaları için empati yapmadan önce kendi kalbinizde, kendinizle ilgili öz eleştiri yapın hayatınızda neredesiniz, bu olanların kaçını ne kadar yaşadınız? Yaşamamak için ne önlemler aldınız? Nelerden fedakarlık yaptınız veya nelerden feragat ettiniz?

Herkesin keyfi yerindeyken, davetlerdeyken siz çalışmak zorunda kaldınız ise veya kedinize kısa bir süre vakit ayırmak için çocuğunuzu emanet edeceğiniz hiç yer yok ise, evliliğin ilk zamanlarında sanki kendine ister gibi ‘eee ne zaman çocuk yapıyorsunuz? Doğur ben bakarım derken, çocuk olunca bir anda görüşmekten kaçan insanların yanı sıra, kimseden de teklif gelmiyor ise hayatın gerçeklerine hoş geldiniz demektir. Ama bunların hepsi sizin tercihiniz sizin seçiminizdir.

Siz, önce nereden nereye geldiğinizi iyi değerlendirin. Sonra size atılmaya çalışan enerji kancalarının farkına varın. Kesinlikle yardım edin ama sorunu veya olayı sakın kendi derdinizmiş gibi içselleştirmeyin.

Herkes kendi kanatları ile uçar ve herkes ayrı yüksekliğe çıkar. Kimi uçarken yükselmek için kendini hafifletir daha çok emek harcar, çalışır, sebat eder ve yükselir, kimi de yüklerle alçak uçmayı daha az risk almayı veya kolayı tercih eder. Kanadınızı kullanmak güçlü çırpmak sadece sizin elinizde ve ilahi aşkın merkezi kalbinizdedir. Lütfen artık kalbinizin sesine kulak verin. Yarım bıraktığınız tüm çocukluk ve gençlik hayallerini hatırlamaya ve gerçekleştirmeye gayret edin. Sizi ileri taşıyacak ayaklarınıza ” akılsız başın cezasını ayaklar çeker” diye ceza vermeyin. Sizi bir yerden bir yere götürecek ayaklarınıza özen gösterin. Sevdiğiniz bir şeye sımsıkı tutunmanızı sağlayan parmaklarınızın ellerinizin kollarınızın kıymetini bilin. Dünyanın en mükemmel mekanizması olan bedeninize ve onla bütünleşen ruhunuza değer verin. Huzuru, mutluluğu, aşkı barışı ve bereketi her gün kendinize çağırın. Size Yaradandan gelen herşeye şükrendin. Her sabah aynada gözbebeklerinizin içine bakın ve bir kere bile olsa o gözlere “Ben Yaradanın arzuladığı saf ve temiz ışığım. Ben çok değerliyim ve İyi ki varım. Sahip olduğum ve sahip olacağım herşey için Yaradanıma şükürler olsun. Hamd olsun” deyin. Çünkü gerçekten çok değerlisiniz. Sevgiyle Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com


Yorum bırakın

Özgür bırak

Bazen kendimiz için iyi olanı, en yakınlarındakine de istersin. Bunun için bir çok fedakarlık yapar, senin için doğru olanı başkası için de doğru zannedersin. Kendi yöntemini, kendi bakış açını, o kişilere de dikte ettirmeye çalışırsın.

Aslında farkında olmadan ister sevgilin olsun, ister ailenden biri olsun isterse yakın bir arkadaşın olsun, o kişinin boynuna enerjik kementi atarsın ve her yaptın müdahalede o kentin düğününü sıkılaştırırsın. Bir süre sonra o kişi nefes almakta güçlük çeker, hareket kabiliyeti kısıtlanır. Çünkü ruhu kendi yolunda tekamül etmeye çalışırken, sen, illa kendi doğrularını ona yaşatmaya çalıştığın için, o kişinin ruhu isyan eder.

Senin doğruların her zaman onun doğrusu olmak zorunda değil. Onun kendi bilgisi, tecrübesi, hayata bakış açısı, istekleri ve hayalleri seninki ile aynı olamaz, olmamalıdır da. Hayatındaki o insanın annesi ya da babası ya da bakıcısı olmak zorunda değilsin vazgeç. Vazgeç ki o da kendi yolunda kendi seçimlerinde özgürlüğü yaşasın.

Sen hiçbir zaman, hiçbir şekilde o kişiyi değiştiremeyeceksin. Bunu anladığında, hem sen onu kontrol etmediğin için yorulmaktan vazgeçersin o da özgürleşti için mutlu olur ve sana yakınlaşır.

Çünkü inatlaşma didişme bitmiştir. Başkalarının hayatını şekillendirmeye çalışma. Sen de özgürleş. Kendine vakit ayır. Dinlenerek güçlenmen gereken zamanı kendine ayır. Spor yap, fazla kilolarından kurtul, mutlu olacağın hobilerini gerçekleştir. İnan ki hayat böyle daha güzel.

” bugüne kadar her kimin hayatını kontrol etmeye çalışmışsam, kendi doğrularımı ona dikte ettirmeye çalışmışsam ondan özür dilerim. Şu andan itibaren tüm kontrolcülük lerimi bırakıyorum. Hem kendimi hem de onu özgür bırakıyorum. Kendime vakit ayırmayı seçiyorum. Huzurlu ve sakin olmayı seçiyorum. Mutlu olmayı seçiyorum. Kalbime aklıma ve hayatın akışına güvenmeyi seçiyorum. Bu evrende herkese yetecek kadar ve hatta daha fazla bolluk ve bereket var. İhtiyacım kadarını kendime çağırıyorum. Bu bolluk ve bereketin varlığına inanıyorum ve bunu yaşamaya artık hazırım. İyi ki varım ve ben çok değerliyim.” Sevgiler Serkan Sorguç ŞifaChi- sifachi.com


Yorum bırakın

Enerji kanalına girmek

Bilmeden Başkasının Enerji Kanalına Girmek:

İyi olmak, ilerlemek istersiniz. Hayatınızda alışkanlıklarınız, bağımlılıklarınız, artık size tek düze, sıkıcı ve keyifsiz gelmeye başlamıştır. Aslında yıllar içinde yaşlanan sadece siz değilsinizdir. İlişkinizde, işinizden almış olduğunuz haz da, değer verdikleriniz de hep birlikte yaşlanmakta, tutku, bağ, sevgi ve muhabbet her geçen gün azalmaktadır. Aslında gerçekten azalmakta mıdır? Yoksa hergün aynı şeyleri benzer senaryolarla üst üste yaşamak sizi monotonluğa mı itmektedir?

Hayatınızda artık bir değişim yapma zamanınız gelmiştir. En basit yöntem, önce kitapçılara gitmek olur. Çok satanlar kısmını incelersiniz. İçinizdeki ses, size iyi gelecek, sorununuzu tespit ederek bunları gidermenize yardım edecek, iyi bir kişisel gelişim kitabının olup olmadığını sormaya başlamıştır artık.

Hemen arkadaşlarınızdan duyduğunuz ya da reklamını gördüğünüz kitaplardan bir ya da iki tanesini alır ve akşam eve gittiğinizde birine başlamaya niyet edersiniz. Bu akşam kendim için artık yeni bir sayfa açıyorum dersiniz. Okuduğunuz kitaplarla empati kurar ve yazılan yazılarda kendinizi görmeye başlarsınız. Söylenenler, yazılanlar ve tavsiye edilenler, şimdiye kadar uygulamaktan korktuğunuz ya da üşendiğiniz basit ama etkili yöntemlerdir. Bir kaç gün içinde bazı şeyler iyi yönde ilerlemeye başlamıştır. Bu durumdan hem keyif almaya başlarsınız hem de hemen etrafınızdaki arkadaşlarınıza yardım etmeye, onları da şifalandırmaya çalışırsınız. Onlar da iyi olsun, onlar da etrafındaki çemberleri kırsınlar istersiniz. Onların dertlerini sıkıntılarını dinler, yeni öğrenmiş olduğunuz bilgiler ile onlara çözüm olmaya çabalarsınız. Farkında olmadan o kişinin enerji kanalına girerek o kişiye kanal olmaya başlarsınız. Halk arasında günde binlerce yapılan, bir kişinin diğerinin enerji kanalına girdiği en basit yöntem kahve falı bakmaktır. Hep dersiniz ya ” aman ben atıyorum tutuyor yada kendimce gördüğüm şekilleri hayvan figürlerini yorumluyorum, oluyor…” Aslında o kişinin enerji kanalında gördüklerinizi tercüme ediyorsunuz da farkında değilsiniz. Bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır. Kendinizi negatif enerjilerden korumak nasıl olmalıdır?

Kitaplar, seminerler, genellikle kişisel gelişime, yani size odaklandığı için, başkasının enerji kanalına girerseniz, o kişilerde bulunan negatif enerjileri üzerinize nasıl çekmeyeceğinizi, yani psişik korunma yöntemlerini size anlatmaz.

Basit anlamda, çakralarınız dengelenmeye başladığında, evrenden aldığınız enerji akışınız güçlenir. İyi niyetle istemiş olduğunuz herşey tek tek gerçekleşmeye başlar. İnsanoğlu, rahata çabuk alıştığından, ilk istekleri hemen gerçekleştiğinde, aurasını güçlü tuttmaya yardımcı olacak olan ödevlerini aksatmaya ve ihmal etmeye başlar. Düzenli olarak yapılan meditasyon, yoga, plates, dua, spor, yürüyüş, yüzme, bisiklete binme ve benzeri bir çok yöntem, sizin auranızı güçlendirmekte ve kalınlaştırmakta önemli rol üstlenir. Eğer siz ödevlerinizi ihmal ederseniz ve edindiğiniz bilgiler ile, psişik korunma yöntemlerini bilmeden, başkalarının kanalına girerseniz, ister istemez o kişinin üzerindeki bazı negatif enerjileriüzerinize çekersiniz. O kişinin sırt çantasındaki yükün bir kısmını alır kendi sırt çantanıza koyarsınız.

Kuantumdan sonra, dövizdeki hızlı yükseliş gibi iyi ve olumlu giden hayatınız, birden bire fırtınaya yakalandığı yetmezmiş gibi bir de tek motoru arızalanan, güvenli hava limanına acil iniş yapmaya çalışan bir uçak gibi düşüşe geçebilir. Anlam veremezsiniz? Ne olmuştur ki uzun süredir hiç de alışık olmadığınız güzel gelişmeler olurken, birden bire aksilikler sizi bulmaya başlamıştır?

Başkalarından almış olduğunuz negatif enerjiler, bu aksiliklere sebep olan faktörlerden biridir. Psişik korunma yöntemlerini ve bu konudaki basit uygulamaları bir sonraki yazımda paylaşacağım. Lütfen çakralarınız güçlendiğinde, size kitapların, öğretilerin tavsiye ettiği günlük egzersizleri veya yapılması gerekenleri ihmal etmeyin. Unutmayın ki güzel ve temiz enerjinin taliplisi çoktur bu enerjinizden beslenmek isteyenler sırada beklemektedir. Sizin auranız, ışığınız güçlü ise ancak. siz çevrenizi güvenle aydınlatabilirsiniz. Yoksa saman alevi gibi parlar ve sönersiniz.

“Bugünden itibaren ihmal ettiğim ve bana iyi gelen herşeyi hatırlamaya ve hayatımda uygulamaya niyet ediyorum.

Ben kendimi, sevgimi, ışığımı güçlendirmeyi ve mutlu olmayı seçiyorum. Uzun zamandır istediğim şeylerin gerçekleşmesi için adım atmaktan hep korktum. Elimdekileri kaybetmekten, kazanımlarımdan mahrum kalmaktan hep korktum. Farkındalığım arttıkça adım atmam gerektiğini anladım.

Şu an yaşadıklarım ve bana gönderilmiş yeni imtihanlar, aslında benim farkındalığımı arttıran ilerlemem için “Artık Adım At” dedirten bir fırsat. Benim ve sevdiklerim için sunulan bu teklifi kabule geçiyor ve kucaklıyorum. Harika bir geleceğe korkmadan, güvenle ve sevgiyle adım atıyorum. Tüm korkularımı, gelecek endişemi, kaybetme korkumu sevgi enerjisine dönüştürüyorum. Bütün korkularımı ve endişelerimi koşulsuz ve karşılıksız sevgi enerjimle evrene serbest bırakıyorum.” Sevgiyle … Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com


Yorum bırakın

Sen kendinin şifacısısın

Hayatınızda, kariyerinizde, ilişkilerinizde eğitiminizde. kaybetme korkusu yaşamaya ne zaman başlarsanız, o zaman problemleri aksilikleri kapınızdan içeri davet edersiniz. Öyle bir an gelir ki, bir anda kendinizi, ilişkinizin temelinden sarsılmaya başlamış olduğu bir halde, işlerinizde büyük umutlarla beklediğiniz güzel projelerin veya başarıların üzerinde, hiç sizle alakası olmayan durumlardan dolayı, kara bulutlar gezinmeye başlamış bir halde bulabilirsiniz. Bu durum ya size uyan mesajı veriyordur ya da kendinizi değersiz hissetmemeniz gerektiğini size hatırlatıyordur.

“UYAN ve Kim Olduğunu Hatırla”.

Bunca zaman yapmış olduğunuz özveriler, mesai saatinden sonra gece geç saatlere kadar çalışmanız veya hala iş düşünmeniz, sevgilinize yapmış olduğunuz fedakarlıklar, göz yummalar, eve geldiğinizde bir de evdekilerin sorunları ile ilgilenmeniz…. bu örnekler artarak gitmeye başladı mı bir kere, ardı arkası kesilmez. Kendinizi kısır bir döngünün içinde bulursunuz. Artık yorgunluk, baş ağrısı, panik atak, uykusuzluk yada aşırı uyku hali, size eşlik etmektedir. Bir insan neden kaybetme korkusu yaşar?

Kendine güvenini kaybederse yaşar.

Kendine vakit ayırmazsa yaşar.

Hayatında bir takım olayları yada kişileri affedemediği için hep tırnakları ile kazıya kazıya birşeyleri elde etmişse, yaşar.

Çekim gücünü kaybetmişse yaşar.

İsyan etmişse yaşar.

Başkalarını yargılamışsa yaşar.

Beklenti ile bir ilişkiye başlamışsa yaşar.

O şeye kendinden daha çok değer vermeye başladıysa yaşar.

O şeye bağlı değil bağımlı olmaya başladı ise yaşar.

Korkularınızdan kurtulmanızın ilk adımı kendinize vakit ayırmaktır. Bu adım, hep istediğiniz ama bir türlü vakit bulamadığınız hayaliniz ne ise, onu gerçekleştirmek için atılmalıdır. Sizi ne değerli hissettirir, ne yapmak size nefes aldırır, nereye gitmek kafanızı boşaltır, nasıl giyinmek enerjinizi yükseltir, nasıl soluduğunuz havanın mis kokan enerjisini hissedersiniz, onu yapın. İnanın ki kendinizi harika hissetmeye başladığınızda telefonunuz güzel bir haberi size vermek için çalmaya başlayacaktır. Etrafınızdaki insanlar sizin ışığınızı ve çekim gücünüzü farkedecek, bu ışık ile aydınlanmak yada parlamak için yanınıza yaklaşacaktır.

İkinci adım ise gözünüzde büyüttüğümüz o kişinin veya işin aslında sizin verdiğiniz değer kadar büyük ve yüce olmadığının farkına varmanızdır. Bunu farkettiğinizde, sizin kendi kendinize yaratmış olduğunuz illüzyon perdesi ortadan kalkar. O kişinin gerçek yüzünü veya o işin arkasındaki asıl olayları tüm çıplaklığı ile görmeye başlarsınız. Aslında ona olması gerekenden çok daha fazla önemli yaptığınızı anladığınızda, bir anlamda kendinize de kızarsınız. “Neden bunu daha önce farkedemedim ki neden göremedim ki… “diyerek kaybetmiş olduğunuz vakit için üzülürsünüz.

Hiç üzülmeyin; çünkü bu kişiler, rollerini o kadar iyi oynamışlardır ki veya bu olaylar o kadar çarpıcı örnekleri önünüze sermiştir ki, size Uyan ve Kim Olduğunu Hatırla mesajını en uygun şekilde vermişlerdir.

Tek yapmanız gereken takıntı ile, vesvese ile, ön yargı ile, kendi değerinizi düşürmeye son vermenizdir. Bu son sadece korkulu bir yolda yürümenin sonudur. Kendini hatırlayan siz, bu son ile yeni güzel ve sevgi dolu bir başlangıca aslında merhaba demiş olursunuz.

Ben, beni oluştura tüm zerreciklerimin, tüm moleküllerimin farkına varmayı seçiyorum.

Yaradanımın bana bahşetmiş olduğu bu mükemmel ruhun ve bedenin değerini farketmeyi seçiyorum.

Ben önce kendime değer vermeyi seçiyorum.

Bu kalp, bu beyin, bu beden ve bu ruh, artık dengede ve ilerlemekte.

Şükürler olsun… Hamd olsun…

Sevgiyle, Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com


Yorum bırakın

Korkma ben yanındayım

Sonra dedim ki kendime Korkma Ben Yanındayım. İnsanın ilacı da zehiri de kendidir. Sana verilmiş olan bu güzel ruh, güzel kalbinin içindeki vicdan ve muhakeme gücün olan akıl, birlikte uyumlu bir şekilde çalıştığında, herşeyi yapabilme gücüne sahiptir. Kaçırdığın fırsatlara üzülüp pişmanlıkla kendine ceza verme. Akılsız başın cezasını ayaklar çeker deme. Ahh ahh şimdiki aklım olsaydı deme. Kendini cezalandırman sadece ruhuna ve bedenine zarar verir, başka hiç bir işe yaramaz. Sen kendinin şifacısısın. Uyan ve kim olduğunu hatırla. Korkma, cesur ol ve aynadaki karşında duran gözbebeklerine bakarak tekrarla. “Ben kendi güzel ışığımı hatırlamayı ve yaşamayı seçiyorum. Her ne yaşadıysam yaşadım. Her neyi deneyimleysem deneyimledim. Hepsi benim seçimimdi. Şimdi bu deneyimleri anlama zamanı. Şimdi tekamül ederek sevgiyi, aşkı, başarıyı yakalama zamanı. Ruhumu ve bedenimi şifalandırma zamanı. Mutlu geleceğime ulaşmak için adım atma zamanı. Korkma, Ben Yanındayım. ” Sevgiyle Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com


Yorum bırakın

Mükemmelliyetçilik

Mükemmel olmaya çalışmak her zaman seni başarıya götürmez. Mükemmeliyetçilik senin yanlış yapma hakkından vazgeçmene sevep olur. Bazen en iyi sonuç, yaptığın hataları farkettiğinde ve ondan ders aldığında elde edilir. Unutma ki mükemmelliyetçiliğin arkasında büyük bir korku gizlidir. Hata yapma korkusu. Bu korku her ne yapmak istersen iste, mutlaka hatayı hayatına çağıracaktır.

Bir şeyi kendi hayrına olacak bir şekilde istemek ayrı birşeydir, evrenin ilahi sistemine müdahale etmeye çalışmak ayrı bir şeydir. Sana, dileğin şey eğer ruhunu tekammül ettirecekse ve buna hazırsan, en güzel şekilde hediye edilmek üzere paketlenip yollanır ancak herşeyi kontrol etmeye çalışırsan emin ol sana müdahale etme imkanı sunulmayacaktır.

Farkında değil misin? Bugüne kadar neyi kontrol etmeye çalıştıysan elinden kaçtı. Buna devam edersen de kaçmaya devam edecek.

Kafayı değiştir. Biraz rahat olmayı umursamaz olmayı öğren. Ruhuna, kalbine ve akışa güven. İstedin mi adım attın mı başaracaksın.

” Mükemmel olmak zorunda değilim. Kimseyi memnun etmek zorunda değilim. Ben de güzel bir insanım ve ben de hata yapabilirim. Önemli olan hata yaptığımda bundan ders almam ve farkındalığımı arttırmamdır. Kendimi mutlu edecek herşeyi farketmeyi ve hayata geçirmeyi seçiyorum. Başarı ve denge, kendimi mutlu hissettikçe bana gelir. Ben güvende olmayı ve kendimi değerli hissetmeyi seçiyorum. Kendi yolumda ilerlememde bana yardımcı olan tüm aynalarıma teşekkür ediyorum. ” Sevgiyle Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com