Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…


Yorum bırakın

Neden 3 Yanlış 1 Doğruyu Götürür

imageÇocukluğumuzdan beri yaşamımızın bir parçası haline gelmiş bizlerinde aynı kalıbı çocuklarımıza yaşattığımız bu formülü, kim ve neden bulmuştur?
Bu güne kadar hayatınızın hiç bir noktasında, “3 doğru 1 yanlışı götürücek” dedikleri bir durumla karşılaştınız mı?
Hayat bir dengedir, Ying Yang gibi, siyah beyazla, gece gündüzle, iyi kötüyle, savaş barışla, zayıf güçlüyle, kuru ıslakla, mutlu üzgünle, hızlı yavaşla, tamamlanır dengelenir ve anlam bulur.
Küçük yaşlarda, at yarışı gibi hazırtıldığımız imtihanlardan bu yana, içimizdeki dengede hep bir nokta eksik kalmıştır. Bu da 3 doğrunun 1 yanlışı götürmesidir.
Hayat imtihanının adımlarını atarken, en azından böyle bir formülü kendiniz için ve varsa çocuklarınız için yaratıp, hayata geçirebilmeniz sizi dengeler ve güçlendirir.
Yakın çevrenize bakın, hep hırslı anneler, hırslı babalar, çocukları en Okumaya devam et


Yorum bırakın

Artık Anladım ve Kabuldeyim…

KabuldeyimHer insan Yaradan’nın güzel bir parçasıdır, harika bir ışıktır. Bu muhteşem mekanizma, itinayla ve en ince detayına varacak şekilde tasarlanmıştır. İnsanı bir dizüstü bilgisayara benzetirsek; sahip olduğumuz bedenimiz bilgisayarcıların ‘hardware’ dedikleri, kasasıyla parçalarıyla tüm fiziki donanımını, ruhumuz da ‘software’ denilen, tüm programlarıyla işletim sistemini bize anımsatır.
İnsandaki işletim sistemi mükemmeldir ve tekamül denilen kendini geliştirmeye programlanmıştır.
Tekamül yolculuğunda insan iyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla, kendi yapmış olduğu seçimleri deneyimler ve onların sonuçlarını yaşar.
Aslında, mükemmel bir şekilde hazırlanmış olan bilgisayarın işletim sistemini, dışarıdan müdahale etmek suretiyle bozmak oldukça zordur. Bu sistem ancak içeriden bozulabilir.
Korkular, endişeler, vesveseler, başkalarıyla kıyas etmeler, aşırı Okumaya devam et


Yorum bırakın

Chi Gong – Nefes Terapisi

Chi Gong Çin inanışına göre göğüs boşluğunun tam iki parmak altında hayat enerjisinin güç merkezi bulunmaktadır.chigong Buna “Chi (ki)” denir. Ki yaşam enerjisnini temsil eder. Gong ise çalışma ve karar verme anlamına gelir. Chi Gong, solunum, hareket, nefes e seslere meditasyon hareketlerinden oluşan bir şifalanma jimnastiğidir. Uyum içerisinde olan nefes alma, sesler ile hareket etme, vücudun kasılması ve dinlenmesi sayesinde, hedeflenen dengeye ve şifaya ilerleme sağlanır.

Bu sesli nefes alma tekniği ile vücut oksijen aldığında, chi enerjisi ile dolması gerekir. Bu enerji vücuttaki beş büyük organa enerji aktararak, vücudun ve organların dinlenmesi ni ve şifalanmasını sağlamaktadır.

Seslerle beraber, hareket ve nefes almak çok önemlidir. Bu işlemi doğru yaptığınızda, anında enerji akışını gücünü hissedersiniz. Chi Gong’un  , Çin kültüründe yaklaşık 5000 yıl öncesinden gelen öğreti olduğu tahmin edilmektedir.  Çin hükümeti tarafından bu öğreti yapılması çok faydalı olarak halkına tavsiye edilmektedir.  Faydalarının ve şifa gücünün farkına varan insanlar, bu öğretiyi yavaş yavaş tüm dünyaya aktarmaya başlamıştırlar. Öğrendikten sonra bireysel olarak veya grup olarak, evde iş yerinde, bahçede, parkta rahatlıkla uygulanan ve herhangi bir alete ihtiyaç duyulmadan yapılan bu teknik, uygulayıcılarının enerjilerini yükseltmekle kalmayıp gün boyu muhafaza etmesini de sağlamaktadır.

Chi Gong insan vücudunda yığılmış olan negatif enerjileri, yok etmekte ve vücudumuzdaki faydalı enerjilerin içeri girmesini sağlamaktadır.

Her yaşta yapılabilir.

Seans ücreti kişi başı 1000 TL olup yaklaşık 60 dakikadır. Maksimum üç danışana aynı anda seans verilebilmektedir.

ch 3Faydaları:

İçindeki meditasyonla, insan mutluluk hissi kazanmaktadır.

Düzenli yapıldığında, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kalp ve damar sisteminin çalışmasını rahatlatır.

Kolesterolü kontrol altına almakta olumlu etkileri bilinmektedir.

Beyin dalgalarını düzenlediğinden, sakinlik ve dinginlik verir ve rahatlatır.

İçsel gücü arttırır.chi4

Cinsel enerjiyi yükseltir.

Böbrek fonksiyonlarını dengeye getirir.

Hayata yönelik farklı bir bakış açısının edinilmesine fayda sağlar.

Göğüs kanseri, tansiyon problemleri, astım, bronşit, anjin ve migren gibi birçok hastalığın ve rahatsızlığın yenilmesinde ve giderilmesinde faydaları vardır.

En önemli olan faydası, vücuttaki sıcaklığı, soğukluğu, kuruluk ve nemi dengeler.

Uygulayıcı kendi iç enerjisinin farkına vararak, bu potansiyelini kullanmayı öğrenirler.

 


Yorum bırakın

İş Yerinde Negatif Enerjilerden Korunma

imageMaaşlı çalışan biriyseniz, genelde gününüzün en az üçte birini çalıştığınız iş yerinde geçiriyorsunuz demektir. Hele bir de prestijli bir binada bulunan ofisin, herbir boşluğunu değerlendirmek adına workstation denilen 1,5 metreye 2metre ölçülerinde olan ve dörtlü, altılı, sekizerli gruplar halinde yerleştirildiğiniz çalışma istasyonlarında işinizi yapmaya çalışıyorsanız, etrafınızdaki bütün diğer gözlerin kulakların ve enerjilerin etkisi altındasınız demektir.
Güne çok mutlu da başlasanız, tam çaprazınızdaki iş arkadaşınızın evindeki sorunlar yüzünden moralinin bozuk olması, yanınızdaki arkadaşınızın sevgilisinden ayrılmasının yansımaları, diğerinin gözleri ile sizi sanki röntgen makinasına sokar gibi incelemesinin etkisi lodosun dalgaları gibi ard arda size vurmaktadır.
Telefon ile konuşurken bile, yedek birkaç çift kulak sanki o aizededir. Üstelik sanki dua Okumaya devam et


Yorum bırakın

Bak, Gör, Farket Yeter…

bak3Dün almış olduğum geliştirilmiş sürüş motosiklet eğitiminde Halil Hocam, bana “ Bakarsan Görürsün, Görürsen Fark edersin, Fark edersen Analiz Edebilirsin, böylelikle tehlikelerden uzak durabilirsin ve güvenli sürüş yapabilirsin” dedi. Halil Hocam bu cümle ile bana aslında sadece ileri sürüş eğitimi değil bir hayat dersi vermiş oldu. Acaba kaçımız gerçekten bakmayı biliyor ya da doğru yere doğru şekilde bakabiliyoruz? Sizce eskilerin “Hep Başını Dik Tut” dedikleri atasözü, aslında hangi gizemi içinde barındırıyor?
Bu atasözü acaba bize “İleriyi Gör” mü demek istiyor?
Başınızı dik tuttuğunuzda ileriyi görebilirsiniz. Bir otomobilde veya bir trende seyahat ettiğinizi hayal edin. Başınız aşağı doğru olduğu zaman ya da öne doğru eğik olduğunda, önünüzdeki asfaltın çok büyük bir hızla altından aktığını görürsünüz. Aslında gerçek hızınız bu mudur? Yere doğru baktığınızda size 70 km/h gibi gelen hız, başınızı kaldırıp ileri doğru baktığınızda aslında 30-40 km/h gibi gelir. Hayatta da, ileriye doğru bakmak lazım. Eğer biz önümüzdeki engellere, sorunlara doğru baktığımız zaman, bu engeller bize çok büyük, zor veya aşılamaz gibi gelir. Yaşadığımız hayat ve koşullar da bize çok hızlıdır. Bir türlü yakalayamayız, altımızdan kayıp gider.
Üçüncü Göz aktivasyonunda da yer alan, muma bakarak meditasyon yapmak, mumun arkasına bakmak, Aura görebilmek için o kişinin öncelikle başının üstüne ve ilerisine doğru bakmak, bize gizemli yollarla hep ileriye bakmanın önemini anlatır.
Bizler ileriye doğru baktıkça, hayatımızı görürüz, hedeflerimizi görürüz ve bunun keyfine varırız. Yere doğru bakarsak önümüzdeki engeller git gide büyür ve takılır düşeriz. Siz televizyonlarda veya podyumlarda önüne doğru bakarak yürüyen bir manken hiç gördünüz mü? Hepsi sanki Okumaya devam et


Yorum bırakın

Üç Yol..

imageHayatınızı değiştirmeye karar verdiğinizde, saplanmış olduğunuz çamurdan çıkabilmek için altınızdaki aracı bile feda etme durumuna geldiğinizde, size yardımcı olacak çeşitli yöntemler ararsınız. Bu noktada, yakın çevrenizden, arkadaşlarınızdan tavsiyeler, size doğru akın akın gelmeye başlar. Tıpkı rejim yapmaya karar verdiğinizde, arkadaşlarınızın uyguladığı birbirinden çok farklı diyet yöntemleri gibi, herkes ya duyduklarını ya da deneyimleyerek kendilerinde olumlu sonuç vermiş olan yöntemleri sizlerle paylaşır. Bu yöntemlerin bir kısmı sizin düzeninize, günlük hayat akışınıza uymaz ya da uygulanması zor gelir. Bir kısmı da aslında kolaylıkla yapabileceğiniz şeylerdir.
Kolay veya zor, hayrınıza olacak yöntemi niyet ederek seçtiğinizde, hayatınız bu yeni yöntemlerin de yardımı ile tekrardan şekillenmeye başlayacaktır. Bazen bu değişimi çok hızlı yaşarsınız, bazen de hiçbir değişiklik olmadı ki dersiniz ama arka planda gerçekleşen ve zamanla farkedeceğiniz büyük değişimi algılayamazsınız. Sonra kendi kendinize kaldığınızda, o günden sonrasını değerlendirdiğinizde ” ya aslında çok işe yaramış ben aceleci davranmışım” dersiniz.
Yöntem ve süreç ne olursa olsun, hayatınız hayrınıza olacak şekilde değişmeye başladığında önünüze üç ayrı yol gelir.
Bunlardan birincisi, değişimi kucaklayarak aynı yöntemleri bir sporcu disiplini ile bozmadan devam etmektir. Önünüze çıkan çeşitli zorlukları, sizi bataklıktan kurtaran yöntemi kullanarak bertaraf edebilmek artık sizin için çok kolaydır. İdeal gözükse de bu yolu seçebilenlerin sayısı azdır.
İkinci yol hayatınız arzu ettiğiniz yola girmeye başladıktan sonra, bu güzellikleri kaybetme korkusu ile süslenmiş olan yoldur. “Aman nazar değmesin, aman şu kişiden uzak durayım, acaba bu bakış beni etkiler mi, bunu diyerek bana ne gibi bir enerji yolladı?…” Genelde insanların yol ayrımında seçtiği yol budur. Kendine güveninin azaldığı, uzun zamandır ilk defa yükselmeye başlamışken bu ivmeyi kaybetme korkusu, sizi Okumaya devam et


Yorum bırakın

Bilmeden Enerji Kanalına Girmek

enerji bağıİyi olmak, ilerlemek istersiniz. Hayatınızda alışkanlıklarınız, bağımlılıklarınız, artık size tek düze, sıkıcı ve keyifsiz gelmeye başlamıştır. Aslında yıllar içinde yaşlanan sadece siz değilsinizdir. İlişkinizde, işinizden almış olduğunuz haz da, değer verdikleriniz de hep birlikte yaşlanmakta, tutku, bağ, sevgi ve muhabbet her geçen gün azalmaktadır. Aslında gerçekten azalmakta mıdır? Yoksa hergün aynı şeyleri benzer senaryolarla üst üste yaşamak sizi monotonluğa mı itmektedir?
Hayatınızda artık bir değişim yapma zamanınız gelmiştir. En basit yöntem, önce kitapçılara gitmek olur. Çok satanlar kısmını incelersiniz. İçinizdeki ses, size iyi gelecek, sorununuzu tespit ederek bunları gidermenize yardım edecek, iyi bir kişisel gelişim kitabının olup olmadığını sormaya başlamıştır artık.
Hemen arkadaşlarınızdan duyduğunuz ya da reklamını gördüğünüz kitaplardan bir ya da iki tanesini alır ve akşam eve gittiğinizde birine başlamaya niyet edersiniz. Bu akşam kendim için artık yeni bir sayfa açıyorum dersiniz. Okuduğunuz kitaplarla empati kurar ve yazılan yazılarda kendinizi görmeye başlarsınız. Söylenenler, yazılanlar ve tavsiye edilenler, şimdiye kadar uygulamaktan korktuğunuz ya da üşendiğiniz basit ama etkili yöntemlerdir. Bir kaç gün içinde bazı şeyler iyi yönde ilerlemeye başlamıştır. Bu durumdan hem keyif almaya başlarsınız hem de hemen etrafınızdaki arkadaşlarınıza yardım etmeye, onları da şifalandırmaya çalışırsınız. Onlar da iyi olsun, onlar da etrafındaki çemberleri kırsınlar istersiniz. Onların dertlerini sıkıntılarını dinler, yeni öğrenmiş olduğunuz bilgiler ile onlara çözüm olmaya çabalarsınız. Farkında olmadan o kişinin enerji kanalına girerek o kişiye kanal olmaya başlarsınız. Halk arasında günde binlerce yapılan, bir kişinin diğerinin enerji kanalına girdiği en basit yöntem kahve falı bakmaktır. Hep dersiniz ya ” aman ben atıyorum tutuyor yada kendimce gördüğüm şekilleri hayvan figürlerini yorumluyorum, oluyor…” Aslında o kişinin enerji kanalında gördüklerinizi Okumaya devam et


Yorum bırakın

Hayatınızdaki En Büyük Zenginliğiniz Nedir?

hayat zenginlBu soruya sadece bir tek cevap hakkınız olsa siz hangi cevabı verirdiniz? Basit gibi gözükse de, sorunun cevabı için beyniniz çok gelişmiş bir bilgisayar gibi davrandı ve iyi yada kötü bir çok anıyı, yaşanmışlıkları, birkaç saniye içinde gözünüzün önünden geçirdi değil mi?
Gelin bu soruya verilen bazı cevapları bir görelim.
Sağlık, evlat, huzur, aile, eş, para, dost, özgürlük, ben, sağlıklı nefes almak, yaşam sevinci, sabır, tecrübe , sevgi, hayat, umut, şans, kariyer, güzellik… Aslında verilen cevaplar sizin elde ettiklerinizden öte, kaybetmek istemedikleriniz veya vazgeçemediklerinizdir.
Bu cevaplarla siz aslında vücudunuzdaki en hasas, en güçlü olmaya ihytiyacı olan ve korunması gereken çakranızın yerini işaret etmiş oluyorsunuz. Örneğin, anne baba ve kardeş, hayattan keyif alma, dengede kalma ve huzur kök çakradır. Para, eş, sevgili, kariyer, cinsellik, çocuk, üretkenlik, yaratıcılık sakral çakradır. İletişim, vefa, sadakat ve iç huzuru solar pleksus, sevmek ve sevilmek, dost, arkadaş, vicdan, yaşam sevinci, kişinin kendi özü “ben” ve Tanrı sevgisi ise kalp çakrasıdır. Özgürlük,ifade, nefes boğaz çakrasıdır. Hissetmek, algı, öngörü, korunma ihtiyacı, ihtiyat, atılım ise üçüncü gözdür. Enerji, Evren ve Yaradan ise tepe çakrasıdır.
Yukarıdaki soruya vermiş olduğunuz cevabı aynı zamanda yaşıyabiliyorsanız, o çakranız dengede ve güçlüsünüzdür. Verdiğiniz cevap, Okumaya devam et


Yorum bırakın

Kıymetlimin Ardından

kıymetlimin ardındanSonsuzluğa uğurladığınız, hayattayken hiç sizi terk etmeyecek sandığınız bir anne, bir baba, bir eş, bir kardeş yada bir evlat, sizce sadece bu dünyadaki zamanı dolduğu ve nurlar içinde Yaradana kavuştuğu günün yıl dönümlerinde mi hatırlanır?
Yoksa onunla paylaştığınız iyi veya kötü her olay, her hatıra, kalbinizden size onu anımsattığı zaman mı?
Bu hayatta eşiniz, sevgiliniz ile anneniz babaniz ile kardeşiniz ile ve en önemlisi çocuklarınız ile, kıymetini bilerek ve var olduğunun değerini anlayarak geçirdiğiniz her an kaliteli zamandır. Bu zaman çok kıymetlidir. Sevdiğiniz kişilerle kaliteli zaman geçirmeyi ihmal etmeyin. Şimdiye kadar ihmal etmişseniz de geminizin rotasını şu andan itibaren onlara çevirin. Unutmayın, sizin kum saatiniz dolduğunda geride kalanlar, yılda bir gün degil, o zamanları kalplerinde hissettikleri her an veya kendi sevdikleri ile bu deneyimlerin benzerlerini tekrar ettiklerinde hep sizi hatırlayacak ve ruhlarında hep sizi yaşayacaklardır.
Bu yazı benim için, sene-i devriyesi bugün olan ve Sonsuz yolculuğunda, nurlar içinde uğurlağdığım Canım Anneme, sizin için de bu hayatta en çok özlediğiniz ve Ebediyete intikal eden tüm sevdiklerinize ithaf olunur.. Nur içinde yat. … Sevgiyle Serkan Sorguç Meditasyon –Kuantumdaben.com


Yorum bırakın

Aile Satrancı

satrançSatrançta en değerli taş hangisidir?
Şah mı vezir mi at, fil ya da kale mi?
Eğer bir çocuğunuz varsa, bu taş attır, çocukların sayısı iki ise fil ve at üç çocuk ise fil, at ve kaledir.
Hangi çocuk daha kıymetlidir? Bir anne ve bir baba için her birinin yeri ayrıdır. Annenin aile satrancındaki karşılığı Vezirdir. Satranç tahtasında hem kale gibi düz hem de fil gibi çapraz hareket edebilen tek taş olan Vezir, bir annenin çok yönlü olmak zorunda olması gerektiğini anlatır. Vezir, yeri geldiğinde fil gibi güçlü, yeri geldiğinde de kale gibi tüm ailenin koruyucu kalkanı olmalıdır. Vezir zaman zaman iş kadınıdır evini ailesini geçindirir. Eve gelir yemegi yapar, çocuklarını eğitir ve onların gelecekleri için planlar yapar ve uygular. Zaman zaman ev hanımıdır, tüm zamanını en değer verdiği taşları koruyup kollayarak geçirir.
Satrancın en dikkat edilmesi gereken taşdır Vezir. Yerinde hamleler yapan Vezir, size oyunu kazandırır.
Hareket kabiliyeti daha kısıtlı olan ve neredeyse piyon kadar küçük bir alanda hareket imkanı bulabilen Şah, babayı temsil eder. Şah diğer taşlara göre daha nazik ve daha otoriterdir. Eger Şahı korumaz, ona değer vermez ve onu kaybeder iseniz, oyun biter. Zaman zaman aile içinde Okumaya devam et