Çocukluğumuzdan beri yaşamımızın bir parçası haline gelmiş bizlerinde aynı kalıbı çocuklarımıza yaşattığımız bu formülü, kim ve neden bulmuştur?
Bu güne kadar hayatınızın hiç bir noktasında, “3 doğru 1 yanlışı götürücek” dedikleri bir durumla karşılaştınız mı?
Hayat bir dengedir, Ying Yang gibi, siyah beyazla, gece gündüzle, iyi kötüyle, savaş barışla, zayıf güçlüyle, kuru ıslakla, mutlu üzgünle, hızlı yavaşla, tamamlanır dengelenir ve anlam bulur.
Küçük yaşlarda, at yarışı gibi hazırtıldığımız imtihanlardan bu yana, içimizdeki dengede hep bir nokta eksik kalmıştır. Bu da 3 doğrunun 1 yanlışı götürmesidir.
Hayat imtihanının adımlarını atarken, en azından böyle bir formülü kendiniz için ve varsa çocuklarınız için yaratıp, hayata geçirebilmeniz sizi dengeler ve güçlendirir.
Yakın çevrenize bakın, hep hırslı anneler, hırslı babalar, çocukları en Okumaya devam et
Tag Archives: kalp çakrası
Artık Anladım ve Kabuldeyim…
Her insan Yaradan’nın güzel bir parçasıdır, harika bir ışıktır. Bu muhteşem mekanizma, itinayla ve en ince detayına varacak şekilde tasarlanmıştır. İnsanı bir dizüstü bilgisayara benzetirsek; sahip olduğumuz bedenimiz bilgisayarcıların ‘hardware’ dedikleri, kasasıyla parçalarıyla tüm fiziki donanımını, ruhumuz da ‘software’ denilen, tüm programlarıyla işletim sistemini bize anımsatır.
İnsandaki işletim sistemi mükemmeldir ve tekamül denilen kendini geliştirmeye programlanmıştır.
Tekamül yolculuğunda insan iyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla, kendi yapmış olduğu seçimleri deneyimler ve onların sonuçlarını yaşar.
Aslında, mükemmel bir şekilde hazırlanmış olan bilgisayarın işletim sistemini, dışarıdan müdahale etmek suretiyle bozmak oldukça zordur. Bu sistem ancak içeriden bozulabilir.
Korkular, endişeler, vesveseler, başkalarıyla kıyas etmeler, aşırı Okumaya devam et
Kupa/Şişe ÇEkme Terapisi
Milattan önce 1200 lü yıllarda ilk defa Moğolistan bölgesinde bulunan Uygur Türklerinin ´de tedavi yöntemini olarak kullanılmaya başlanmış üçbin yıllık doğal şifalandırma yöntemidir.
Dünyada değişik isimlerle adlandırılan kupa çekme yöntemi, Anadolu´da bu isimden başka bardak çekme olarakta bilinmektedir. Avrupa ve Amerika´da cupping-terapi veya vakum terapi diye bilinir.Basit olarak uydulanışı, bir şişin ucuna bir pamuk dolanır. Pamuk ispirtoya batırılır ve çakmakla tutuşturulur. Ucunda pamuk yanan şiş kupaların içinde bir tur attırılır ve bireyin sırtına basılır. Bu işlem, sırtta vakum tesiri yapar. Gua Sha terapisinin ardından uygulanması çok etkilidir. Tek başına da uygulanabilir. Kupa kişinin ihtiyacına ve durumuna göre 8 dakika ile 14 dakika arasında uygulanabilir.
Kupa çekildikten sonra, ağrının olduğu, tıkanıklığın olduğu veya şifalanmanın olması gerektiği problemli bölgeler morarır. Bu morarıklık kişinin durumuna göre 3-4 gün ile 10 gün arasında vücutta kalabilir. Kupa terapisinin ardından 12 saat kadar yıkanılmaması, hamam vada buhar terapilerine girilmemesi tavsiye edilir.
Kupa çekmenin diğer tedavi şekillerine nazaran en büyük avantajları travmatik olmaması, çabuk ve uzun süreli etkili olması ve ciddi yan etkilerinin bulunmamasıdır.
Merkezimizde, kupa çekme işlemi, tek başına veya Gua Sha paketi ile birlikte yapılmaktadır. Gua Sha, özel yağ terapisi, kupa çekmek ve Tibet’ten gelen Şifalı bitki çamuru uygulaması 600TL dir ve yaklaşık 60 dakika sürmektedir.
Yararları:
Hücrelerin beslenmesine yardımcı olur, kan dolaşımını hızlandırır.
Vücütta oluşan yorgunluğun giderilmesini sağlar.
Soğuk algınlığının vücuttan atılmasında çok etkilidir.
Vücuttaki karbondioksitin atılmasını sağlayarak, kalbin daha rahat çalışmasına yardımcı olur.
Bel tutulmasında sonra kasları gevşetmede çok etkilidir.
Bayanlarda adet görme döneminde oluşan ağrıların giderilmesinde kullanılır.
Erken boşalmanın giderilmesinde fayda sağlar.
Yeni doğum yapmış bayanlarda süt gelmemesi durumunda etkilidir.
Eklemleri güçlendirir, kireçlenmeyi tedavi eder, sinir sistemini güçlendirir.
Sinirsel kasılmaları açar.
Bel ve boyun bölgesindeki disk kayması sonucu oluşan ağrıların azaltılması veya giderilmesinde etkilidir.
Romatizmanın neden olduğu rahatsızlıklar ve ağrıların azalmasına fayda sağlar.
Negatif Enerjilerden Korunma
Yaşadığımız dünyada her şey enerjilerden oluşmaktadır. Her bir canlı varlığın bir enerjisi vardır ve her bir enerjinin de titreşim frekansı vardır. Bu frekansların bazıları insan gözünün algılayabileceği aralıktadır, dolayısı ile görünürler. Diğerleri de bu frekansın dışında olduğundan gözükmezler. Bir şeyin göz ile görünmemesi onun var olmadığı anlamına gelmez. Negatif enerjiler diye nitelendirdiğiniz şeyler, aslında hayrınıza olmayan enerjileri, başkalarının size bilerek ya da bilmeden attığı enerji kancalarını, enerji etkileşiminde bulunduğunuz veya enerji kanalına girdiğiniz kişiden kendi üzerinize aldığınız hayrınıza olmayan enerjileri, ah edilerek, beddua edilerek veya bilinçli olarak size yollanmış bir takım başka boyut enerjilerini kapsar.
Eski zamanlarda, negatif enerjiler ve korunma yolları, sadece küçük ve özel bir grup insan tarafından bilinirdi. Bu grup, şamanlardan, şifacılardan, din adamlarından, cadılardan, büyücülerden, sihirbazlardan, kahinlerden ve bunun gibi mistik enerjiler ile uğraşan kişilerden oluşurdu. Özellikle son beş yıldır farkındalıkların artması, bilgi akışının çoğalması ve hızlanması, kadim bilgilerin ve yöntemlerin daha kolay algılanmasına ve uygulanabilmesine imkan sağlamıştır.
Negatif enerjiyi nasıl anlarız? Hayatınızda yaşadığınız ve ardı ardına gelen aksilikler, tıkanıklıklar, kısır döngüler, anlam veremediğiniz korkular, kabuslar, davranışlarınızdaki ani değişiklikler, ilişki veya parasal durumunuzdaki ani düşüşler, özellikler bir kişi ile görüştükten sonra ya da bir yerden çıktıktan sonra şiddetli baş ağrısı veya halsiz düşme hissi, sürekli negatifi düşünmek ve çağırmak, vücudunuzdaki ani soğuma hissi, Okumaya devam et
Kalbini Ne Zaman Duyacaksın…
Uzun zamandır birlikte olduğunuz, iyi veya kötü birçok şeyi birlikte paylaştığınız, dostunuz, sevgiliniz, aşkınız veya eşiniz artık sizi anlamıyor mu?
En son ne zaman sadece sevgilinizin hoşuna gittiği için, size gereksiz gelse de sadece o istiyor diye, yanında olmak için, o anı paylaşmak için, eskiden severek yaptığınız şeyleri, aynı içtenlikle yaptığınızı hatırlıyor musunuz? Uzun zaman oldu değil mi?
Başınızı onun göğsüne huzurla koyarak film seyrettiğinizi… Sahilde temiz hava alarak el ele yürüdüğünüzü… O gelmeden hazırladığınız o güzel sofrayı…
Çaktırmadan aldığınız tatil biletini ve onun heyecandan ve mutluluktan yüzünde oluşan gülümsemeyi…. En son ne zaman gördünüz? Hatırlıyor musunuz?
Her Şeyi Yapabilme Gücü…
Mitolojik zamanda insanoğlu zaman içinde çok güçlenmeye başlamış. O kadar güçlenmişler ki her istediklerini elde etmeye başlamışlar. Kötü niyetli olan insanlar ve kıskanç insanlar, ellerindeki gücü kullanarak, kendinde olmayan ve başkalarının elindekilerini de istemeye başlamışlar. Bu durum kısa sürede insanlar arasında büyük bir kaos başlatmış.
Zeus olayların büyümesi üzerine tanrılar heyetini toplamış ve insanların her şeyi yapabilme gücünü, insanlar ve tanrılar arasında çok eskiden yapılmış anlaşmaları bozmadan, nasıl gizleyebileceklerini tartışmışlar. Poseidon, bu gücü denizin derinliklerine saklayalım demiş. Diğerleri, insanlar çok zeki zaman içinde bir denizaltı yaparlar ve sırları ele geçirirler, diye itiraz etmişler. Apollo, o zaman uzayda bir yere saklayalım demiş, yine diğerleri, insanlar uzay gemisi yapar araştırmaları sırasında her şeyi yapabilme gücünü bulabilirler demişler. Zeka, sanat, strateji, ilham ve barış tanrıçası olan ve kurnazlığı ile bilinen Athena, o zaman bu gücü insanların hiç bakmayacakları bir yere saklayalım demiş. Zeus hemen sormuş, “Athena neresidir bu insanların hiç bakmayı akıl etmeyecekleri yer ?”
Negatif Enerjilerden Kendimi Nasıl Temizleyebilirim?…
Güzel bir yaz günü deniz kenarında olduğunuzu hayal edin. Bütün bir yılın yorgunluğu denize ayaklarınızı soktuğunuz andan itibaren uçup gitmeye başlar. Denizin iyot kokusunu içinize çektiğinizde bir ohhh dersiniz. Sanki burnunuz açılmış daha fazla oksijen vücudunuzda dolaşmaya başlamıştır.
O denizden hiç çıkmak istemezsiniz. Keşke her gün hava sıcak olsa ve her gün bu keyfi alma imkanım olsa diye aklınızdan geçirirsiniz. Yaşamanın keyfine varırsınız ve kendinizi yeniden keşfedersiniz. Birden, sırtınızdaki yüklerden kurtulduğunuzu ve gençleştiğinizi hissedersiniz. Çocuklar gibi denizin içinde su ile dans edersiniz.
Sizce bu rahatlamanın arkasında neyin etkisi var? Hiç düşündünüz mü?
İnsan vücudunun yaklaşık yüzde yetmişini oluşturan suyun mucizevi bir arındırma gücü vardır.
Özellikle tuzlu su insanı negatif enerjilerden temizler, rahatlatır, yükleri hafifletir. Tuzlu su aslında çok eski zamanlardan beri arındırma, şifalandırma, temizleme ve enerjisel akışı sağlama aracı olarak kullanılmıştır. Hristiyanlıkta Vaftiz töreninin ana amacı da yeniden doğma ve ruhu ve bedeni arındırmaktır. Vaftiz olunan kişi suyun altına batırılıp çıkarılır, böylece arınmış olarak yeniden doğar.
Ruh ve beden bir bütündür. İnsanın ruhuna iyi gelen bir şey bedenine de iyi gelir. Tam tersi de doğrudur. İnsanın bedene iyi gelen her şey Okumaya devam et
Yavaş Ak Sevgili Kum Saatim…
İş, güç koşuşturmaca, yaşam telaşı, bir şeyleri yetiştirme telaşı, tamamlanması gereken raporlar, toplantı öncesi unutulmaması gerekenler, misafir gelmeden bitirilmesi gereken hazırlıklar…..
Farkında mısınız, devamlı bir şeyleri yetiştirebilme bir şeylere yetebilme koşuşturmacası içindesiniz.
Sağlığınız enerjiniz yerinde iken, yaşınız daha gençken, bu koşuşturmaca, bu telaş, bu stres hep normal gelir insana. Vakit geçtikçe yavaş yavaş bazı şeylerin farkına varmaya başlarsınız.
Hayatınız bir kum saati eşliğinde hızla akıp gitmektedir. Bu akış öyle hızlıdır ki mezuniyetiniz, işe ilk başladığınız gün, sevgilinizle ilk tanıştığınız an, birlikte yaptığınız adadaki o ilk tatil, çocuğunuza hamile olduğunuzu öğrendiğiniz an, sanki birkaç gün önceymiş gibi gelir size.
Bir sabah aynaya baktığınızda eskiden bir tane olan beyaz saç telinin, gizliden gizliye çoğalarak her yere yayıldığını fark edersiniz. Nüfus cüzdanınız eskimektedir. Nüfus kağıdındaki resim sizin kardeşiniz veya çocuğunuz gibi kalmıştır artık.
Ne zaman başınız sıkışsa, ne zaman ihtiyacınız olsa, ne zaman güveneceğiniz birinin yanınızda olması gerekse, her zaman yanınızda olan size varlığı ile destek veren anne ve babanızın artık bu dünyadan ayrılma hazırlıkları yapmaya başladığının farkına varırsınız. Belki de bir süre önce size veda edip cennetin en güzel köşesine doğru, nurlar içinde bir yolculuğa çoktan çıkmışlardır bile.
O an, kum saatiniz ile konuşmaya başlarsınız, “canım saatim, şimdiye kadar benim hayatım, istediğim yere gelebilmek için, hayallerimi gerçekleştirmek için o güzel anları yaşayabilmek için, hazırlık yapmakla geçti. Lütfen biraz yavaş ak …”
Ayrılmak Benim İçin Doğru Karar Mıydı?
İlişki yaşadığınız insana ilk zamanlar toleransınız çok fazladır. Zamanla, nasıl olsa tüm huylarını öğreneceğim dersiniz. Aradan bir süre geçer, “bu insanın da karakteri bu herhalde” dersiniz.
Kendinize en uygun hale getirmek, beğenmediğiniz yanlarını sizin tercihlerinize göre uyumlamak için çaba harcarsınız. Onun tüm hatalarını, sinirlenseniz de kırılsanız da sineye çekmeye başlarsınız. Ne de olsa zaman ilerlemektedir. Bunca zaman içinde bu ilişkiye harcadığınız onca emek ve fedakârlık sizi hep düşündürmeye başlamıştır.
Bütün bu düşünceler, kafa karışıklıkları ve kararsızlıklar içinde, karşınızdakine verdiğiniz şansların sayısı arttıkça, sabrınız ve toleransınız azalmaya başlar. Eskiden sizin için önemsiz olan konular birden önemli olur, kıskançlık başlar. Bütün işi gücü bırakır, telefonunda, bilgisayarında Okumaya devam et
Güzel Bir Mantra
“Ek Ong Kaar Sat Nam Siri Wahe Guru” ..
Kundalini enerjinizi uyandırmak ve harekete geçirmek için söylenen çok güçlü bir mantradır. Aynı zamanda zihne mutluluk getirir.
Anlamı: Bütün Evrenin Tek Bir Yaradan Vardır.
O Tüm Gerçekliğin Kendisidir.
Hayrıma Olan En Mükemmel, En Güçlü Işık Ondan Bana Gelir.
Ben O, Yüce Bilgeliğin Coşkusunu Deneyimlerim”…
Sevgiyle Serkan Sorguç –Kuantumdaben.com



