Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…


Yorum bırakın

Kendimize Yapacağımız İyilik: Affetmek

affetmek3Bir lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur: ‘Bir hayat deneyimine katılmak ister misiniz?’ Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. ‘O zaman’ der öğretmen. “Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da söz verin.” Öğrenciler bunu da yaparlar.
– “Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!” Öğrenciler, bu işten pek bir şey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendisine meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:
– “Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun.”

Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendisine:
– “Peki şimdi ne olacak?’ der gibi bakan öğrencilerine ikinci açıklamasını yapar:
– “Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar.”
Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış olan öğrenciler şikayete başlarlar:
– “Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor.”
Okumaya devam et


Yorum bırakın

Tanrım, Beni Daha Neyle Sınayacaksın ?

sınavBu bir isyan mıdır yoksa tefekkür mü?

İyi bir insan olmanın bedeli mi sorgulanmaktadır, yoksa”Tanrım artık önümü aç, kazanabilme yapabilme gücü ver şans ver” diye edilen samimi bir dua mıdır?

Hayat sınavından geçerken, insanın önüne çıkan engelleri aşmanın çeşitli yolları vardır. Bencil olmak, dünyada kendinden başka kimseyi düşünmemek  ve başarılı olabilmek kazanç sağlayabilmek için her türlü yola başvurmak, yollardan biridir. Vicdan sahibi olmak, kul hakkı yememek, adil olmak ve iyi bir insan olmaya çalışmak ta yollardan bir başkasıdır.

İkinci yolu seçenler genelde yazının başlığındaki cümleyi zaman zaman söylerler. “ Tanrım beni daha neyle sınayacaksın? ”

Neden iyi olan yada iyi olmaya çalışan insanların bu hayattaki sınavları bitmez?

Onlar daha hızlı mı tekâmül ederler? Yoksa Evren onlara büyük bir iyilik mi yapmaktadır?

Yeni başlangıçlar yapabilmek,  çocuğuyla eşiyle annesi veya babasıyla daha çok vakit geçirebilmek, sevdiği hobisi ile ilgilenebilmek, anlamsız koşuşturmaca ve stres içinde kaybettiği kıymetli zamanı kendine ayırarak kendi için müthiş şeyler yapabilmesinin kapısını mı aralamaktadır?

Sizce ?….

Sevgi ile kalın S.S.


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 2 – Ametist Taşı

ametistŞifa bakımından en kuvvetli taşlardan biridir. Renkleri gün ışığında değişir. Eski çağlardan beri çeşitli amaçlarla kullanılan değerli bir taştır. Mühür olarak, sarhoşluğu yok eden taş olarak büyüleri etkisiz hale getiren taş olarak anılmıştır.

Uyku problemi olanlara iyi gelmektedir. Kabus görmeyi engeller.

Kalp Hastalıklarına, cilt hastalıklarına karşı iyi geldiği söylenmektedir.

Vücuttaki fazla elektrik yükünü azaltarak beyin gücünü yükseltir.

Göz hastalıklarına, migrene, baş ağrılarına iyi gelir.

Farkındalığı arttırmakta kullanılır. Bilinç seviyelerini aktive eder.

Etrafındaki olumsuz enerjileri temizler ve pozitif enerji verir.

Bağışıklık sistemini kuvvetlendir, kanı temizler ve enerji verir.

Canlandırır enerji verir.

Olumsuz ve negatif enerjilerin (nazar enerjisi dahil), taşıyana ulaşmasını engeller.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

İyi Ki Bensin….

icimizdeki cocukİlkokul, Lise arkadaşlığı neden başkadır?

Aradan yıllar geçse bile çocukluğunuzda, ergenlik döneminizde haftanın beş gününü paylaştığınız bir arkadaşınızı gördüğünüzde neden içiniz kıpır kıpır olur ve o kişiye bir başka güvenirsiniz?

Karşılık beklemeden saf niyetlerle yaşanmış arkadaşlıklar hep bir başkadır.

Careta caretaların yumurtalarından çıktıktan sonra denize ulaşma çabaları gibi, hayatlarınızda hep bir koşuşturmaca sürer gider. Çok istediğiniz birşeyi doya doya yapmaya hiçbir zaman yeterli vakit yoktur.  Eğer gerçekten böyle hissediyorsanız, şu an ne yapıyorsanız hemen kendinize 2 dakika mola verin.

Çocukluk arkadaşlarınızla geçirdiğiniz güzel anıları düşünün. Şimdi içinizdeki çocuğa kulak verin. Zamanın ve hayat mücadelesinin yıpratamadığı enerjiyi, mutluluğu ve özgüveni  bir kez daha gözünüzün önüne getirin. Burnunuzdan kalbinize derin bir nefes alın, “ İyi ki varsın küçük çocuk ve İyi ki Bensin” deyin. Sonra her ne yapıyorsanız kaldığınız yerden yüzünüzde hafif bir gülümsemeyle devam edin.  İki dakika içinde yaşamınızdaki farkı bakalım hissedecek misiniz?

Sevgi ile kalın … S. S.


Yorum bırakın

Yaşam ve Yankı – Baba oğul arasında bir hikaye

baba ve oğulBir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış.
Birden oğlan takılıp düşüyor ve canı yanıp “AHHHHH” diye bağırıyor.İleride bir dağın tepesinden “AHHHHH”diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.Merak ediyor ve “SEN KİMSİN?” diye bağırıyor.Aldığı cevap “SEN KİMSİN?” oluyor.Aldığı cevaba kızıp “SEN BİR KORKAKSIN” diye tekrar bağırıyor.Dağdan gelen ses “SEN BİR KORKAKSIN” diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp
“BABA NE OLUYOR BÖYLE?” diye soruyor.
“OĞLUM” diyor adam, “DİNLE VE ÖĞREN!” ve dağa dönüp “SANA HAYRANIM!” diye bağırıyor. Gelen cevap “SANA HAYRANIM!” oluyor.Baba tekrar bağırıyor “SEN MUHTEŞEMSİN!” Gelen cevap “SEN MUHTEŞEMSİN!”
Oğlan çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor.
Babası açıklamasını yapıyor,

“İnsanlar buna YANKI” derler.Ama aslında bu “YAŞAM”dır.
“Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir.
Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır.
Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev!
Daha fazla şefkat istediğinde daha fazla şefkatli ol!
Saygı istiyosan insanlara daha çok saygı duy.
İnsanların sabırlı olmasını istiyosan sende daha sabırlı olmayı öğren.
Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır,her kesiti için geçerlidir.”
” Yaşam bir tesadüf değil,yaptıklarınızın aynada yansımasıdır.”


Yorum bırakın

Mevlana’dan oğluna mutlu yaşam öğüdü

“Ey oğul! Eğer daima cennette olmak istersen,herkesle dost ol.Hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma! Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma! Merhem v emum gibi ol! İğne gibi olma!Çünkü bir adamı dostlukta anarsan,daima sevinç içinde olursun.İşte o sevinç cennetin ta kendisidir.Eğer bir kimseye düşmanlıkla anarsa ,daima üzüntü içinde olursun.İşte bu dert de cehennemin ta kendisidir.Dostlarını andığın vakit gönül bahçen çiçek açar,gül ve fesleğenlerle dolar.
Düşmanları andığın vakit,gönül bahçen diken ve yılanlarla dolar.Canın sıkılır,içine pejmürdelik gelir”


Yorum bırakın

Anne Sevgisi

anne sevgisiBir annenin çocuğuna olan sevgisi sizce ne zaman başlar?

Hamile olduğunu öğrendiği anda mı  yoksa yavrusunu ilk kucağına aldığı zaman mı ?

Bu kutsal bağ her gün her saniye durmadan nasıl büyür ve gelişir?

Dünyada Anne Sevgisi kadar güçlü başka bir enerji var mıdır?

Anne  Sevgisi dediğimizde hem bir annenin çocuğuna olan sevgisi hem de çocuğun annesine olan sevgisi olarak değerlendirebiliriz.

Küçük yaşlarda bir çocuk için, anne, ona her zaman kol kanat geren, bilgisiyle şefkati ile doğru yolu gösteren, güvenli bir limandır. Ergenliğe geldiğinde çocukta isyanlar başlar. Kendi kararlarını kendisi vermek ister. Annenin koruma kalkanının dışına çıkarak, hayatı kendi deneyimlemek, özgür olmak ister. Her zaman bilir ki, annesi kötü bir şey olursa nasılsa hep onun yanındadır. Çocuk için garip bir rahatlıktır bu; çünkü ne olursa olsun anne her zaman vardır ve fırtınada yanaşılacak yegane güvenli limandır.

Otuzlu yaşlarda, söz, nişan, düğün, derken minik kuş kanatlanır ve kendi yuvasını kurar. O güne kadar süre gelmiş bütün dengeler artık Okumaya devam et


Yorum bırakın

Kendinize en son ne zaman vakit ayırdınız?

kuantumdaben1Telefonunuz çalmadan, bir yere yetişme endişeniz olmadan, o gün yapılması gerekenleri düşünmeden….

Ne zaman, bu gün bir iki saat, sadece kendime vakit ayıracağım dediniz? Gerçekten düşünün bir.
Çok uzun zaman olmuş değil mi?

Çocuklarınızla, eşinizle, anne babanızla, kardeşinizle yakın çevrenizle etkileşimlerde hep koşturdunuz, hep onların iyiliği için bir çok fedakarlıklarda bulundunuz, onları korumak kollamak için kalkan olmaya çalıştınız.
Hayatınızda sizin hayrınıza değişen, sizi rahatlatan hiç bir fark oldu mu?
Macera aksiyon hareket hayatınızdan eksildi mi?
Bir, ohhhh be dünya varmış diyebildiniz mi?
Görüyor musunuz ne koşuşturmaca bitti ne de beklenmeyen olayların sizi bir gölge gibi takip etmesi sona erdi.
Neden ?
Sizin de rahat bir nefes almaya, “işte bunu yapmayı çok istiyordum ve yaptım” demeye hakkınız yok mu?

Şimdi gözünüzün önüne gelen karelerin hepsini başa saralım. En baştan yapmanız gereken şey, aslında kendinize kısa bir süre bile olsa z Okumaya devam et


Yorum bırakın

Hayallerinizin peşinden ne kadar koşabilirsiniz?

kuantumdaben2Bu hayalleri gerçekleştirmek için yeterince cesaretiniz var mı?
Yeterince güçlü müsünüz?
Özgür olmanın bedelini ödemeye hazır mısınız?
Sırf hayallerinizin pesinde koşmak ve kendinizi ben de buradayım diyerek hissetmek için, rahatınızdan, konforlu yaşantınızdan vazgeçebilecek misiniz?
Bütün bu soruların cevabi evet ise, adim atmadan önce son bir kez düşünün, bilin ki kendinizi yasamayı seçtiğiniz an, önünüze asmanız gereken bir sürü engel ve başarmanız gereken bir sürü sınav çıkacak. Egonuz sizi kendi kutucuğuna geri sokmak için tüm gücüyle çalışacak ve en kötüsü en yakınınızdakilerin aslında iyi gün dostu olduklarını anlayacaksınız. Size destek vereceğine inandığınız herkes, sanki bu dünyada değilmiş gibi sırra kadem basacak.
Ok yaydan çıktığı an, tüm bunlara hazırlıklı olun. Tüm bu zorluklara rağmen insanın kendini yaşaması gibisi yoktur. Çünkü hepimiz tam ve bir bütünüz. Kendi enerjisini hisseden insan, aslında sonsuz bir ışık olduğunu görmeye başlayacak ve farkındalığı artacaktır. Teker teker hayallerini yakalamaya başlamak insana ben her şeyi yapabilirim hissini getirir.
Bu noktada tehlike çanlar tekrardan çalmaya başlar. Aman dikkat, kalbinizin derinliklerindeki vicdan, merhamet ve saflığı hiç bir Okumaya devam et


Yorum bırakın

Sevgiyi Yaşamak ve Yaşatmak

Sevgiyi YaşamakHayatta en değer verdiğiniz kişi kimdir?
Anneniz mi? Babanız mı? Kardeşiniz mi? Çocuğunuz mu? Eşiniz mi? Sevgiliniz mi?
Kimin için her türlü fedakarlıkta bulunmaya her an hazırsınızdır?
Kalbinizde ne olursa olsun kalacak olan kişi kimdir?
Tek bir isim veremediniz değil mi?

Kalbinizi açtığınız sevginizi paylaştığınız sizin için çok önemli olan birden fazla insan var. Sevdikleriniz size ne derse desinler ne yaparlarsa yapsınlar onlardan vazgeçemezsiniz.

Önemli olan sevginizi sevdikleriniz ile ne düzeyde paylaştığınız değil mi?
Bazen ” Beni neden anlamıyorlar” dediğinizde acaba siz mi anlatamıyorsunuz? yada anlamaları için gerekli enerjiyi mi onlarla paylaşmıyor musunuz?

Kuantumda “aynalık yapmak” diye bir teori vardır. Atalarımız bunu “ne ekersen onu biçersin” diyerek çok güzel ifade etmişler.
Siz karşınızdakinin sizi anlamasını isterken, sevdiklerinizi ne kadar anlıyorsunuz?

İlgi şefkat beklerken, acaba o kişiyi, akşam geldiğinde nasıl karşılıyorsunuz. Ellerinizi iki yana açıp sarılarak mı yoksa önünüzde çapraz olarak birleştirerek mi? Bir başka değişle gel, enerjim, sevgim, kalbim sana açık al ve hisset mi? Bugün çok kötü bir gün geçirdim Okumaya devam et