Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…


Yorum bırakın

Evrene hangi enerjiyi gönderirsek, o enerjinin birçok versiyonunu deneyimleriz…

evrenEvrenin çalışma prensibi, bizlerin günlük hayatta kullandığımız yada küçüklüğümüzden beri bizlere öğretilen sistemlerden farklıdır. Evren size haksızlık yapıldığı, daha iyisinin başkasına gittiği konuları ile hiç mi hiç ilgilenmez.

Atalarımız kuantum düşünce sistemini çok uzun yıllar önce keşfetmiş olacaklar ki “ Hayatına ne ekersen onu biçersin “ demişler.

Peki ne yapmalı, ne etmeli ki hayatımıza güzellikleri çekebilmenin yolunu keşfedebilmeli?

Öncelikle kendimiz ile hesaplaşmalı ve kendimizi olduğumuz gibi kabul ederek onaylamalıyız. Kendimizi affetmeliyiz. “Her ne yaşandıysa yaşandı, kendimi olduğum gibi kabul ediyorum, onaylıyorum ve seviyorum” demeliyiz.

Daha sonra, hani bazılarımızın onu hayatta affetmeyeceğim dediğimiz kişiler vardır ya, onlar dahil, hayatımızda kırıldığımız üzüldüğümüz herkesi hiçbir ön şartımız olmadan affetmeliyiz.

İnsan kimleri affetmekte zorlanır?

Daha önce güvenmiş olduğu yada sevdiği kişilerden beklemediği bir hareket veya davranışlar gördüğünde, o kişileri affedemez. Affetmediği anda da o kişi ile farkında olmadan enerji kancası ile kendini bağlanmış olur. Hayatında ne kadar çabalasak çabalayalım ne kadar donanıma sahip olursak olalım, bu kancalar,  atacağımız her adımda hep bizi geriye doğru çeker ve ilerlememize  o ya da bu şekilde mani olur.

Affetmek o kişinin yaptığının yanına kar kalması demek değildir. Sizin o kişinin enerji blokajından kurtulmanızdır. Başta da bahsetmiş Okumaya devam et


Yorum bırakın

Bir yeri güzel yapan, sizi cennette hissettiren şey nedir?

mekan“Burası sanki cennetten bir parça, huzurumun adresi, ohh be iyi ki buradayım, buranın havasına bayılıyorum, şu kuş seslerinin güzelliğine bak, içtiğim su bile burada sanki daha lezzetli”, dediğiniz yer neresidir?

Belki her gün belki yılın belli dönemlerinde gittiğiniz eviniz, yazlığınız, tekneniz veya doğa harikası bir belde mi?

Kendinizi mutlu hissettiğiniz, güvende olduğunuz, hayatın zorluklarına karşı kullandığınız koruma kalkanınıza ihtiyaç duymadan rahatça, keyifle, özgürce ve yüzünüzde gülümsemeyle yaşadığınız yer neresidir?

Gözlerinizi kapatın ve düşünün…

Gözünüzün önüne sadece mekanlar mı geliyor? Yoksa mutluluğu ve huzuru birlikte paylaştığınız sevdikleriniz de bu mekanları dolduruyor mu?

Peki ya yaşadığınız güzel anılar da bu mekanlara eşlik etmekte mi?

Annenizi, babanızı, kardeşinizi, sevgilinizi, eşinizi çocuğunuzu o resimden bir an olsun çıkarın…

Hemen huzursuz oldunuz değil mi?

Eşinizin şehir dışında bir işte çalıştığını, çocuğunuzun yurtdışında sizden uzak okuduğunu veya ailenizde her zaman size destek olmuş olan Okumaya devam et


Yorum bırakın

Sevdiğine Son Veda….

Nurse holding older mans handBirbirini yıllarca seven, hayata beraberce tutunmuş, kendini diğerinin yarısı olarak gören bir çiftin ya da hayırlı bir evladın hayatta en büyük korkularının başında ne gelir?…

Yıllarca kokusunu hayat sevinci gibi içine çektiği eşini, annesini, babasını, kardeşini veya en vahimi evladını kaybetmek, değil mi?

Siz o kişiye o kadar bağlısınızdır ki bir yandan ona hiçbir şey olmayacakmış gibi, yaşamın diğer koşuşturmacalarının peşinden sürüklenir gidersiniz, diğer yandan o kişi bilgi ve tecrübesini sizlere aktarmak istediğinde zaman zaman offf beni anlamıyor dersiniz…. Aslında tek istediği size kendi yaşamından edinmiş olduğu tecrübeleri aktarmaktır.

Peki ya sizce hangisi daha iyidir? Canınız kadar sevdiğiniz kendinizden bir parça olan kişiyi aniden hiç beklenmedik bir şekilde Evrenin sonsuzluk enerjisine yollamak mı?

Yoksa, sizle beraber geçireceği kısa bir süresi kaldığını ve yakında sizden ayrılacağını bilmek mi?

Bu soru sanki kalbinize birden bire ağırlık çöktürdü ve göz yaşlarınıza hakim olamadınız değil mi?

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Korkularımdan Nasıl Kurtulurum?…

bütünİnsanın içine atmış olduğu korkular yıllar geçtikten sonra, o kişinin hayatında olumsuzluklar ve mutsuzluklar zinciri olarak kendini göstermeye başlar.

Bir bebek daha doğmadan, anne karnında annenin duyduğu bütün sıkıntıları bir şekilde yaşamaya başlar.  Bebeğin DNA larına annenin ve babanın çaresizlik korkusu,  parasızlık korkusu, terkedilme korkusu, ümitsizlik korkusu gibi korkuları geçer ve bu korkular enerji bağı olarak bebeğe aktarılmaya başlar. Hayatımızda olan korkularla yüzleşebilmek ve bunlardan arınabilmek gerekiyor.  Korkuların endişelerin de bir enerji olduğunu hatırlamak gerekmektedir.

Meditasyon yolu ile insan kendi içindeki yolculuğunu yaparken, unutmuş olduğu güçlerini, ışığını, huzurunu tekrardan hatırlamaya başlar. Kişi hazır olduğunda ve farkındalığı arttığında, küçüklüğünde yaşamış olduğu ve kalbinin derinliklerine bir daha hatırlanmamak üzere atmış olduğu, olayları da hatırlayarak, o olayların enerjilerini ve etkilerini kendi enerji alanından atmaya ve rahatlamaya başlar.

Evren çok düz bir mantıkla işler. Siz evrene ne dilerseniz veya ne enerji gönderirseniz,  Evren de sizi isteğinizi size göre hazırlanmış ve Okumaya devam et


Yorum bırakın

Şifalı Taşlar 5- Yeşim Taşı

yeşim taşıÇin’in sahip olduğu yeşim taşı kültürü, 7 bin yıl, hatta daha uzun bir geçmişe dayanıyor. Çinlilerin yeşim taşı sevdası, gizemli bir renk taşır, çünkü Çinliler yeşim taşını gökyüzünün ve yerkürenin özlerini içeren ve insan ile tanrılar arasında köprü rolü oynayan bir aracı olarak görür.

Efsaneye göre büyük Çin Ejderinin yeryüzüne boşalttığı tohumların donmuş hali Yeşim taşınu oluşturmuştur. Günümüzde bile Çinli işadamları ellerinde Yeşimden tılsımlar taşırlar, bir işe başlamadan önce onu tutar, okşar ve ondan güç alırlar.

Başlıca Kova , Yengeç, Terazi, İkizler ve Boğa burcunda olanlara çok fayda sağlar

Ruhsal gerginlikleri giderir, rahatlatır, dinlendirir. Fiziksel bedenle ruh, duygularla düşünceler arasında dengeyi sağlar. Kişiyi duyguların tutsaklığından kurtararak görüşünü netleştirir. Aşırıya kaçan duygusallıkları

Okumaya devam et


Yorum bırakın

İnsan Olmanın Kuralları

insan olmanın kurallarıEski bir yazıttan tercüme edilmiştir…

1. Bir Vücuda Size Verilecek…

Sevseniz de sevmeseniz de bu vücut tüm yaşam periyodunuz boyunca sizin olacaktır.

2. Dersler Alacaksınız…

Hayat denilen tam zamanlı bir okula kayıt oldunuz.  Bu okulda  her günün ders öğrenmek için fırsatınız olacak. Bu dersleri sevebilirsiniz veya anlamsız ya da aptalca bulabilirsiniz.

3. Hatalar Yoktur Sadece Alınacak Dersler Vardır…

Büyümek,  deneme yanılma yolunu kullandığımız deneyleme sürecidir. Başarıya ulaşamayan deneyler de başarıya tam ulaşan deneyler gibi sürecin bir parçasıdır.

4. Dersler, Öğrenilene Kadar Tekrar Edilir…

Sen öğrenene kadar dersler, çeşitli form ve yöntemlerle sana sunulacaktır. Dersini tam olarak öğrendiğinde bir sonraki derse geçeceksin.

5. Ders Almak Asla Bitmeyecek…

Hayatın tüm noktalarında içinde o bölüme ait bir ders bulundurmayan bir parçası yoktur. Hayattaysan öğreneceğin derslerin bulunmaktadır.

6.   Buradan Daha İyi Bir Yer Yoktur…

Senin oraların buralar olduğu zaman, hemen sana buradan daha iyi gözüken yeni bir oralar verilecektir.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Tanrım, Beni Daha Neyle Sınayacaksın ?

sınavBu bir isyan mıdır yoksa tefekkür mü?

İyi bir insan olmanın bedeli mi sorgulanmaktadır, yoksa”Tanrım artık önümü aç, kazanabilme yapabilme gücü ver şans ver” diye edilen samimi bir dua mıdır?

Hayat sınavından geçerken, insanın önüne çıkan engelleri aşmanın çeşitli yolları vardır. Bencil olmak, dünyada kendinden başka kimseyi düşünmemek  ve başarılı olabilmek kazanç sağlayabilmek için her türlü yola başvurmak, yollardan biridir. Vicdan sahibi olmak, kul hakkı yememek, adil olmak ve iyi bir insan olmaya çalışmak ta yollardan bir başkasıdır.

İkinci yolu seçenler genelde yazının başlığındaki cümleyi zaman zaman söylerler. “ Tanrım beni daha neyle sınayacaksın? ”

Neden iyi olan yada iyi olmaya çalışan insanların bu hayattaki sınavları bitmez?

Onlar daha hızlı mı tekâmül ederler? Yoksa Evren onlara büyük bir iyilik mi yapmaktadır?

Yeni başlangıçlar yapabilmek,  çocuğuyla eşiyle annesi veya babasıyla daha çok vakit geçirebilmek, sevdiği hobisi ile ilgilenebilmek, anlamsız koşuşturmaca ve stres içinde kaybettiği kıymetli zamanı kendine ayırarak kendi için müthiş şeyler yapabilmesinin kapısını mı aralamaktadır?

Sizce ?….

Sevgi ile kalın S.S.


Yorum bırakın

Anne Sevgisi

anne sevgisiBir annenin çocuğuna olan sevgisi sizce ne zaman başlar?

Hamile olduğunu öğrendiği anda mı  yoksa yavrusunu ilk kucağına aldığı zaman mı ?

Bu kutsal bağ her gün her saniye durmadan nasıl büyür ve gelişir?

Dünyada Anne Sevgisi kadar güçlü başka bir enerji var mıdır?

Anne  Sevgisi dediğimizde hem bir annenin çocuğuna olan sevgisi hem de çocuğun annesine olan sevgisi olarak değerlendirebiliriz.

Küçük yaşlarda bir çocuk için, anne, ona her zaman kol kanat geren, bilgisiyle şefkati ile doğru yolu gösteren, güvenli bir limandır. Ergenliğe geldiğinde çocukta isyanlar başlar. Kendi kararlarını kendisi vermek ister. Annenin koruma kalkanının dışına çıkarak, hayatı kendi deneyimlemek, özgür olmak ister. Her zaman bilir ki, annesi kötü bir şey olursa nasılsa hep onun yanındadır. Çocuk için garip bir rahatlıktır bu; çünkü ne olursa olsun anne her zaman vardır ve fırtınada yanaşılacak yegane güvenli limandır.

Otuzlu yaşlarda, söz, nişan, düğün, derken minik kuş kanatlanır ve kendi yuvasını kurar. O güne kadar süre gelmiş bütün dengeler artık Okumaya devam et