Sevgilim ve Hayat Arkadaşım…Çok hoşlandığın birisiyle tanışırsın, sevgili olursun ilişkin ilerler artık beraber yaşamaya karar verirsin, birliktelik çok güzel gelir, için kıpır kıpırdır, her anını onunla geçirmek istersin. Paylaşırsın, aklında tek başına yapmaya cesaret edemediğin herşeyi, tüm çılgınlıkları onunla yapmak istersin ve yaparsın. Onunla birlikte vakit geçirmek için, yeri geldi mi fedakarlık yaparsın, kendine ayıracağın değerleri sonuna kadar onunla paylaşırsın ve böylelikle zaman akıp gider. Akıp giden bu zaman, kalbindeki Sevgili konseptini, Hayat Arkadaşlığına çevirir. Sevgili olmak ve Hayat Arkadaşı olmak arasında çok ince bir çizgi var gibi gözükse de yeni almış olduğun bu rütbenin sorumluluğu çok daha ağırdır. Sevgili iken, kalbin pır pır ediyorken göstermiş olduğun tahammül, sineye çekme, onu öyle kabullenme, yerini, sabırsızlığa, anlamak istememeye, isyana, ters cevaplar vermeye bir anda bırakabilir. Eskiden keyifle göstermiş olduğun o anlayış ve tolerans, yeni durumda kulakların tarafından işitilmez, mantığın tarafından anlaşılmaz olabilir.
Uzun zaman birlikte yaşayan çiftlerin herbiri hayat arkadaşının nerede nasıl davranacağını, kapasitesini, içindeki potansiyelin ne kadar büyük olduğunu, aslında istese neleri en ince detayına kadar planlayabildiğini çok iyi bilir.
Arabasını yeni almış birinin arabaya oturuş tarzı, heyecanı takdiri ve buna sahip olmayı başarmanın o kişinin yüzüne verdiği hazzı hiç izlediniz mi? O ifadede, arabayı ilk aldığındaki o heves araştırma ve test etme içgüdüsü, içi kıpır kıpır eden o coşku vardır.
Peki ya aynı arabayı uzun süre kullanmış olan bir taksi şoförü yada hep aynı işe aynı arabayla yıllarca aynı yoldan giden bir sürücü hangi duygu içerisindedir? Öncelikle kafasında, arabasına ne zaman bakım yaptıracağı, nereden bir aksilik çıkabileceği vardır. Daha önce birkaç kez deneyimlediği için çok dur kalk trafiğe girdiği zaman hararet yapma ihtimalinin olduğu, 130 u geçerse sağ taraftan sesler geldiği, radyonun üçüncü kanal düğmesinin çalışmadığı, sürücü panelindeki çatlak, ve daha bir sürü faktör hep aynıdır, ve artık o sürücü için bütün bunlar sıradandır. Araba ne kadar aksesuarlı ne kadar prestijli de olsa, o kişinin gözünde kıymetsizleşir. Piyasadaki yeni araçlarla, yeni heyecanlarla kıyaslar kendi arabasını, aslında kendi arabasının ne kadar ferah, bagajının ne kadar geniş, vergisinin ne kadar düşük ve ne kadar yakıtı az tükettiğine bakmaz. Yeni arabanın led farları, yuvarlak dizaynı daha bir ilgi çekicidir.
Sevgili olmak ve Hayat Arkadaşı olmak arasında aslında çok ciddi bir ayrım vardır.
Hayat arkadaşı olduğunuzda o kişinin kıymetini bilmek çok önemlidir. Onun kalbini kırmamak, sizi düşünerek yaptığı fedakarlıkları görerek, düzgün bir insan olmanın gerekliğini yerine getirirken, bunu hep öyle yaptığı için, o zaten hep iyi diyerek o kişiyi ve size karşı olan sevgisini sıradanlaştırmamak gerekir. Çünkü sevgili ile hayat arkadaşı arasındaki en büyük fark Arka-daş yani arkanızı güvenle dayayabileceğiniz sizinle bütün olmuş, sizinle Bir olmuş kişidir. Her hayat arkadaşı, hayatınızda bir dönem sevgiliniz olmuştur ama her sevgiliden hayat arkadaşı olması mümkün değildir.
Hayat arkadaşınızı yaşadığınız vakti monotonlaştırmayın, öyle bir durum var ise dönün ve onunla geçirdiğiniz o güzel anları tekrar düşünün. Ona hiç bir sebep olmadan aniden “Seni Seviyorum” deyin. Seni Seviyorum, uzaklaşmış kalpleri yakınlaştıracak çok önemli bir anahtardır. Unutmayın, insanlar birbirlerine neden bağırır? Kalpleri birbirinden uzaklaşmışsa, onun kalbine sesini duyurabilmek için bağırır. Sevgiyle . Serkan Sorguç ŞifaChi – sifachi.com