Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…

Düşünce Gücü İle Şifalanmak

Yorum bırakın

imageDüşünce Gücüyle Şifalanmak
Şişman olmak istemiyorum.
Parasız kalmak istemiyorum.
Yaşlanmak istemiyorum.
Burada yaşamak istemiyorum.
Bu ilişkiyi sürdürmek istemiyorum.
Annem/babam gibi olmak istemiyorum.
Bu işimde takılıp kalmak istemiyorum.
Saçlarımın/burnumun/bedenimin böyle olmasını istemiyo­rum.
Yalnız olmak istemiyorum.
Mutsuz olmak istemiyorum.
Hasta olmak istemiyorum.

Dikkatinizi Neye Yöneltiyorsanız, 0 Daha da Fazlalaşır

Yukarıdaki örnekler zihnimizde olumsuzluklarla savaşmaya nasıl kültürel olarak şartlandığımızı gösteriyor. Bu şekilde dü­şünürsek olumlunun kendiliğinden bize geleceğini sanıyoruz. Ama öyle değil.
İstemediğiniz şeyler için ne kadar sık hayıflanıyorsunuz? Böyle yapmak size gerçekten istediğiniz şeyleri hiç getirdi mi? Yaşamınızda değişiklik yapmayı gerçekten istiyorsanız, olumsuz­luklarla savaşmak zamanınızı boşa harcamaktan başka bir şey değil. İstemediğiniz şeyler üzerinde daha çok düşündükçe, daha çok istemediğiniz şeyleri yaratacaksınız. Kendiniz veya yaşamı­nız hakkında hep beğenmediğiniz şeyler, büyük olasılıkla hâlâ hayatınızda.
Dikkatinizi neye yoğunlaştırıyorsanız o daha da artar ve ya­şamınızda kalıcı hale gelir. Olumsuzdan uzaklasın ve dikkatinizi gerçekten olmak, yapmak, sahip olmak istediğiniz şeyler üzerin­de yoğunlaştırın. Yukarıdaki olumsuz ifadeleri hadi gelin olumlu ifadelere çevirelim.
İnceyim.
Maddi rahatlık içindeyim.
Hep genç kalıyorum.
Şimdi daha iyi bir yere taşınıyorum.
Harika yeni bir ilişki içindeyim.
Kendim gibi olmaktan memnunum.
Saçımı/burnumu/bedenimi seviyorum.
Sevgi ve şefkatle doluyum.
Neşeli, mutlu ve özgürüm.
Çok sağlıklıyım.

Olumlu İfadeler

Olumlu ifadeleri düşünmeyi öğrenin.

Bunlar her konudaki ifade biçimlerinizdir. Genellikle olumsuz ifadelerle düşünürüz. Bunlar istemediğinizi söylediğiniz şeyleri sadece daha da fazla yaratır. “İşimden nefret ediyorum,” demek hiçbir çözüm getirmez. “Şimdi harika yeni bir işi kabul ediyorum,” demekse, bunu yarat­mak için bilincinizde kanallar açacaktır.
Sürekli hayatınızda neler olmasını istiyorsanız, o cümlelerle kendinizi ifade edin. Yalnız, burada bir nokta çok önemli: Olumlu ifadelerinizde daima ŞİMDİKİ ZAMAN kipi kullanın. Yapıyorum, oluyorum gibi.
Bilinçaltınız öylesine itaatkâr bir hizmetkâr ki, eğer “olmak istiyorum” veya “olacağım” gibi gelecek zaman kipi kullanırsanız, gerçekleşmesini istediğiniz şeyler de daima gelecek zamana ait olacaklardır, yani elinizin altında olmayan gelecekte!

Kendini Sevme Süreci

Daha önce de söylediğim gibi, sorun ne olursa olsun, temel konu KENDİMİZİ SEVMEK üzerinde çalışmaktır. işte, sorunları çözen “sihirli değnek” budur.

Kendinizi iyi hissettiğiniz zamanlar, hayatınızın ne düzgün gittiğini hatırlayın. Aşık olduğunuz dönemleri ve o dönemlerde sorunlarınız yokmuş gibi hissettiğiniz anları hatırlayın. İşte, kendinizi sevmek de böylesine güzel duyguları ve güzel olayları size getirecek, kendinizi havada dans ediyormuşçasına hafif hissedeceksiniz.
KENDİNİZİ SEVMEK, İYİ HİSSETMENİZİ SAGLAR.
Kendinizi onaylamadıkça ve kabul etmedikçe, gerçekten kendinizi sevmek imkânsızdır. Bu, ne olursa olsun kendinizi eleştirmemek demektir. Tüm karşı çıkmalarınızı hissediyor gibiyim.
“Ama ben hep kendimi eleştiririm.”
“Kendimin şu yönünü beğenmem nasıl mümkün ki?”
“Ailem/öğretmenlerim/ sevgililerim daima beni eleştirdi.”
“Kendimi nasıl motive edebileceğim ki?”
“Ama böyle şeyler yapmak benim için yanlış olur.”
“Ama kendimi eleştirmezsem, değişmem nasıl mümkün olur?”

Aklı Eğitmek

Kendine yönelik eleştiri (yukarıdaki cümleler gibi), eski plakları çalıp duran zihin faaliyetidir. Zihninizi kendinizi suçlamak ve değişime karşı koymak için nasıl eğittiğinizin farkında mısınız? Bu düşünceleri önemsemeyin ve çalışmalarınızı sürdürün!
Daha önce yaptığımız bir alıştırmaya geri dönelim. Aynaya tekrar bakın, “Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum,” deyin.
Şimdi nasıl hissediyorsunuz? Affetme alıştırması yaptıktan sonra daha kolay söyleyebildiniz, değil mi? Asıl konumuz bu. Kendini onaylama ve kabul etme, olumlu değişimlerin anahtarıdır.
Kendimi reddetme duygumun çok belirgin olduğu günlerde, bazen kendi yüzümü tokatlardım. Kendini kabul etmenin anlamını bilmiyordum. Kendi eksikliklerime ve sınırlarıma olan inancım, başkalarının bunun tam tersi konusunda söyleyebilecekleri her şeyden daha güçlüydü. Biri bana sevilen biri olduğumu söylese, ilk tepkim “Neden?
Bende sevilecek ne buluyor ki?” oluyordu. Ya da klasik düşün­ce, “Gerçekte nasıl bir insan olduğumu bilseler, beni sevmezler”di.
Kendimizi olduğumuz gibi kabul ettiğimizde ve sevdiğimizde tüm iyi şeylerin başladığının farkında değildim.
Kendimle barışık, sevecen bir ilişki kurmak epey bir zaman aldı.
Önce, kendimde “iyi özelliklerim” diye düşündüğüm küçük şeyleri görmeye çaba gösterdim. Bu bile bana yardımcı oldu, sağ­lığım düzelmeye başladı. Sağlıklı olmak, kendini sevmekle başlar.
Ekonomik bolluk, sevgi ve yaratıcı ifade de. Daha sonra, ken­dimi her yönümle sevmeyi ve kabul etmeyi öğrenmeye başladım.
Yeterince “iyi” olmadığını düşündüğüm yönlerimi bile. işte o zaman gerçekten gelişme göstermeye başladım.

Alıştırma: Kendimi Onaylıyorum

Bu çalışmayı yüzlerce kişiye yaptırdım ve sonuçlar ola­ğanüstü oldu. Önünüzdeki ay boyunca tekrar tekrar, “Kendimi onaylıyorum,” deyin.
Bunu günde en az üç-dört yüz kez söyleyin.
Hayır, çok fazla değil. Endişe duyduğunuz sorunlarınız, üzerinde düşündüğünüz zaman tekrar edin durun. “ Kendimi onaylıyorum” mantranız olsun durmaksızın yineleyin.

“Kendimi onaylıyorum” dedikçe bilincinizin derinliklerinde gömülü olan tam tersi her şeyin açığa çıkacağı garantidir
“Böylesine şişmanken kendini nasıl onaylarsın?” .
“Bunun bir yararı olacağını düşünmek çok aptalca.”
“Senin onaylanacak bir yanın yok” gibi olumsuz düşünceler geldiğinde, zihinsel kontrolü ele almanın zamanıdır. Bu tür düşüncelere önem vermeyin. Sadece bu düşünceyi geçmişe takılı kalmanın bir biçimi olarak görün.
Bu tur düşüncelerinize, “Gitmene izin veriyorum, ben kendimi onaylıyorum.” Deyin.
Bu alıştırmayı yapmayı düşünmek bile karşı çıkmalara neden olabilir. “Aptalca bir şey.”, “Bana doğru gelmiyor.” , “Amada yalan.”,“ Hadi canım sende.”, “Bu yaptığım şeylerden sonra kendimi nasıl onaylayabilirim. Gibi.
Bırakın gelip geçsinler. Sadece direnen düşünceler bunlar. Onlara inanmayı seçmedikçe üzerinizde güçleri olmaz.
“ Kendimi onaylıyorum, Kendimi onaylıyorum, Kendimi onaylıyorum.” Ne olursa olsun, size kim ne söylerse söylesin, kim ne yaparsa yapsın söylemeye devam edin. Hatta biri onaylayamayacağınız bir şey yaptığında bile. Bunu kendinize söyleyebiliyorsanız, bilin ki gelişiyor ve değişiyorsunuz.
Biz güç vermedikçe düşüncelerimizin üzerimizde gücü olmaz. Düşünceler sadece yan yana dizilmiş sözcüklerdir. HİÇ BİR ANLAMLARI YOKTUR. Onlara ancak biz anlam yükleriz ne anlam vereceğimiz seçeriz. Bizi geliştiren ve destekleyen düşünceleri seçelim.
Kendini kabul etmenin bir bölümü de başka insanların düşüncelerinin doğruluğundan vazgeçmeyi içerir. Eğer ben size sürekli olarak “Sen mor bir domuzsun, sen mor bir domuzsun.” deseydim. Ya bana gülüp geçecek ya da bana deli olduğumu düşünüp benden rahatsız olacaktınız. Ama söylediğimin doğru olma ihtimalini düşünmeyecektiniz bile. Kendimiz hakkında inanmayı seçtiğimiz birçok şeyde aynı şekilde gerçek dışı. Özdeğerinizin bedeninizin şekline inanmakta “Sen mor bir domuzsun”un doğruluğuna inanmaktan farksız.
Çoğunlukta kendimizde yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler. Bireyselliğimizin ifadesidir. Bunlar bizim farklılıklarımız ve özelliklerimizdir. Bize özgüdür. Doğa asla kendini tekrarlamaz. Bu gezegende zamanın başlangıcından itibaren asla iki aynı kar tanesi veya su damlası olmadı. Her papatya diğerinden farklıdır. Parmak izlerimiz farklı biz farklıyız. Farklı olmak için yaratıldık. Bu gerçeği anladığımızda rekabet ve kıyaslama söz konusu olamaz. Başka birine benzemeye çalışmak ruhumuzu kurutmak demektir. Bu gezegene kendimizi ifade etmek için geldik.
Şu andaki kendimi olduğum gibi sevmeye başlamadan önce kim olduğumu bile bilmiyordum.

Farkındalığımızı Uygulamaya Koyun

Sizi mutlu eden düşünceleri düşünün. Sizi iyi duygular hissettiren şeyleri yapın. Size iyi duygular yaşatan kişilerle birlikte olun. Bedeninize yararlı olan şeyleri yiyin. Kendinizi rahat hissettiğiniz hızda yaşayın.

Tohumları Ekmek

Şimdi bir domates fidesi düşünün. Sağlıklı bir fidede onlarca domates vardır. Bu kadar çok domates elde etmek için işe kuru bir tohumla başlamak zorundayız. Tohum domates fidesine benzemez. Kesinliklede domatese benzer bir tadı da yoktur. Ama bu tohumu bereketli bir toprağa ekelim, sulayalım ve güneş ışığı ile beslensin.
Küçücük bir filiz verdiğinde, “Bu bir domates fidesi değil,” diye filizi çiğneyip ezmezsiniz. “Oh, ne güzel büyüyor,” dersiniz, büyüyüp gelişmesini zevkle seyredersiniz. Zaman içinde, sula­maya devam edip bol güneş ışığıyla beslenmesini sağlarsanız ve etrafındaki zararlı otları temizlerseniz, bir süre sonra yüzlerce lezzetli domatesiniz olacaktır.
Her şey küçük bir tohumla başladı, değil mi?
Kendinize yeni deneyimler yaratmanız da aynı şekilde oluyor. Ektiğiniz toprak bilinçaltınızda. Tohum ise yeni olumlu düşünce­lerinizde. Tüm yeni deneyimler bu tohumun içinde. Tohumu yeni olumlu ifadelerle sularsınız. Kendinize duyduğunuz sevgi ve ver­diğiniz değerin güneş ışığı gibi üzerinde parlamasını sağlarsınız. Orda burda biten zararlı otları (olumsuz düşünceleri) ayıklarsınız. Ve küçücük bir kanıtı (filizi) ilk gördüğünüzde, “Bu yeterli değil,” diye basıp ezmezsiniz. İlk başarıyı gördüğünüzde, “Oh, ne güzel, işte canlanıyor ve gelişiyor,” diye sevinirsiniz.
Sonra da gelişimi izler ve isteklerinizin hayatınızda gerçek­leştiğini görürsünüz.

Alıştırma: Yeni Değişiklikler Yaratmak

İşte şimdi kendinizde yanlış olarak gördüğünüz şeylerin bir listesini yapıp bunları olumlu ifadelere dönüştürmenin zamanı. Ya da değiştirmek, olmak, yapmak istediğiniz şeylerin bir listesini yapabilirsiniz. Bu listeden üçünü seçip olumlu ifadelere çevirin.
Diyelim ki, olumsuz listeniz şöyle bir şey olsun:
Hayatım karmakarışık.
Kilo vermeliyim.
Kimse beni sevmiyor.
Taşınmak istiyorum.
İşimden nefret ediyorum.
Düzene sokmalıyım.
Yeterince gayret göstermiyorum.
Yeterli değilim.
Bunları olumlu hale çevirelim:
Bu koşullan yaratan içimdeki düşünce kalıbın, bırakmaya hazırım.
Olumlu değişimler süreci içindeyim.
Mutlu, ince bir bedenim var.
Nerede olursam olayım sevgiyi hissediyorum.
Tam istediğim gibi bir yerde yaşıyorum.
Tam istediğim bir işde çalışıyorum.
Her şeyi istediğim gibi düzene soktum.
Yaptığım her şeyi takdir ediyorum.
Kendimi seviyor ve onaylıyorum.
Yaşam sürecinin en iyi olmamı sağlayacağına güveniyorum.
En iyiye layığım ve bunu kabul ediyorum.
Bu liste değişmesini istediğiniz her şeyi kapsıyor. Kendinizi sevmek ve onaylamak, güvenli bir ortam yaratmak, güven duymak, hak ettiğini bilmek ve kabul etmek kilolarınızın normale inmesini sağlayacaktır. Ayrıca düşüncelerinize bir düzen getirecek. Hayatınızda sevecen ilişkiler, yeni bir iş ve yaşamaktan mutluluk duyacağınız yeni bir ev yaratacaktır. Domates fidesi mucizevî bir şekilde büyür. Biz arzularımızı mucizevi bir şekilde gerçekleştiririz.

İyi Şeylere Layık Olmak

İstediğiniz şeylere sahip olmaya layık olduğunuza inanıyor musunuz? Eğer inanmıyorsanız, sahip olamazsınız. Bu durumda “kontrolünüz dışında koşullar birbiri ardına üzerimize gelerek sizi çaresiz hale getirecektir. (Bu yazı değerli yazar Louise Hay’in Düşünce Gücüyle Tedavi kitabından alıntıdır) Sevgiyle #Serkan #Sorguç ŞifaChi #düşünce #şifa #rahat #sade #mutluluk #teslimiyet #reiki #terapi #beden #ruh #zihin #saglik #saglikliyasam #bugungunlerden #bir_dakika #turkinstagram #lifeinism #durdur_zamani #igturko #objektifimden #igrepresent #instagram_turkey

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

Yazar: Serkan Sorguç

1971 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesinden sonra Boğaziçi Üniversitesi inşaat mühendisliği okudum. İngiltere’nin Cardiff şehrindeben2 Glamorgan Üniversitesinden İnşaat ve İşletme çift anadaldan mezun oldum. Romanya, Azerbaycan gibi ülkelerde profesyonel olarak temsilcilik ve dış ticaret işerinde uzun yıllar çalıştım. Askerliğimi yaptıktan sonra büyük firmalarda Satınalama ve Dış Ticaret Müdürlükleri yaptım. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunda koordinatörlük görevinde bulundum. 10 ülkenin oluşturduğu Ekonomik İş Birliği Teşkilatı Sanayi Ve Ticaret Odaları Genel Sekreterliği görevinde bulundum. 1988 den beri Ralli sporu yapmaktayım. Milli sörçü ve mili ralliciyim. Deniz ve motor sporlarının her dalını severim. Doğaya, hayvanlara, ve antik tarihe aşığım. Bana hayat enerjisi veren, sorumluluk duygusunu aşılayan tatlı bir kız çocuğu babasıyım. 2000 yılından beri meditasyon yapmaktayım. 2001 yılında Hindistan’ın meditasyon konusunda en önemli bölgelerinden biri olan Karnataka şehrinde meditasyon eğitimi aldım. 2010 yılında Singapur da aldığım başka bir eğitim ile Meditasyon Master’ı oldum. On üç sene boyunca bir çok meditasyon öğretisini elden geldiğince öğrenmeye ve özümsemeye çalıştım. Almış olduğum öğretilerin bir karması olan Visrama Meditasyonunu 2012 yılında hayata geçirdim. İngiltere merkezli Uluslararası Meridyen ve Enerji Terapileri Birliği (AMT) onaylı EFT Master Uygulayıcısı sertifikasına sahibim. Merkezi Amerika'da bulunan Access Consciousness'de Aceess the bars sistemi uygulayıcı diploması aldım. Reiki Master Diploması sahibiyim. Gua Sha, Bioenerji, Chi Gong dallarında Master'im. Bunların yanı sıra Pranik Şifa, Shambala Çok Boyutlu Şifa Sistemi, Nefes Terapisi ve Enerji Terapileri konularında birçok eğitim aldım ve bu konularda Master oldum. 2012 yılında, iyi olduğuma inandığım ve insanlara yardım ederken keyif aldığım Visrama Meditasyonunu profesyonel anlamda yapabilmek için Meditasyon ve Kişisel Gelişim Merkezimi kurdum. Bu merkezde, danışanlara, kişiye özel, Meditasyon Seansları, Enerji Terapileri, Access Bars Seansları, Nefes Çalışmaları, Pranik Şifa Seansları, Çakra Dengeleme, Reiki Seansları, Ayak Detoksu, EFT, Shambala, Bioenerji Seanları, Enerji Terapisi, Reiki ile Masaj, Gua Sha, Kupa Çekme, Cilt Gerdirme, yapmaktayız. Sevgiyle ... Serkan Sorguç

Yorum bırakın