
İyi bir insan olabilmek zor iştir. Herkesin harcı değildir. Bazen mangal gibi yürek ister, bazen okyanuslar kadar sabır gerektirir.
İyi insan olabilmeye çalışmak öncelikle kendinle barışmayı sana öğretir. Hırslarından, egolarından, sana zarar veren şeylerden ya da kişilerden intikam alma duygusundan uzaklaşmayı sana aşılar. Hayat ve evren hep ying yang dengesi üzerine kurulmuştur. Ying Yang beyazı siyahla, aydınlığı karanlıkla, iyiliği kötülükle, temizi kirliyle anlatılır ve bu zıt kavramlar ancak biri varsa diğerine anlam ve değer katar. Bir şeyin değerini ancak zıttı varsa tarif edebilir ve anlamlandırabilirsiniz.
İyi insan olabilme yolculuğunuzda, etrafınızda bir sürü olaylarla ve birçok insanlarla karşılaşırsınız. Bu insanların bazıları sizi, çizgi filmlerde kedinin avına baktığında kafasından çıkan beyaz baloncuğun içindeki pişirilmiş soslanmış tavuğa benzetirler. Sizin paranızı, emeğinizi, tecrübenizi kolaylıkla ele geçirmenin ve sizden faydalanabilmenin planlarını yapar ve hiç vakit kaybetmeden uygulamaya koyarlar. Nasılsa siz safsınız ya, iş kolaydır. Ya birlikte araba alalım der kredisini siz öderken bir süre sonra bir bakarsınız siz arabaya sadece uzaktan seyrediyor olursunuz, diğeri size hiç kullandırmaz. Bir başkası bana güven diye size istediğiniz bir işi halletme sözü verir ve hep hikaye anlatır. Kimi iş kuracağız diye sizi ortak alır, sizin haberiniz olmadan ortada bir sürü başka numaralar döner, bu örneklerin ardı arkadı kesilmez.
İyi insan olmak, bu noktada çok zor olsa da evrenin, dünyadaki en iyi İsviçre saatinden bile kat ve kat daha hassas olan dengesine güvenmekten geçer. Evrende öyle bir İlahi sistem vardır ki, sen kime nasıl yaklaşırsan, kime ne düşünce beslersen bunun aynısını sana yaşatır. Bu yüzden bu akışa güvenebilmek için kalbinizin sesini dinlemek ve seni dengeden kaçırmaya öfkelendirmeye ve hata yapmaya zorlayan egonun sesine kulaklarını kapamak lazımdır. Siz öfkenize yenilmezseniz, ” Ben bu konuda kendimi Yaradanıma Teslim ediyorum, bu hayatta ne gelirse Ondandır. Onun yüce sisteminde vardır bunda da benim için bir hayır” diyebiliyorsanız tekamül yolculuğunuzda önemli bir yere gelmiş oluyorsunuz. Unutmayın, Kul Hakkı bu dünyadaki en önemli kavramlardan biridir. Biri gerçekten sizi iyi niyetinizi suistimal etmişse, kendini kurtarmak için sizi kullanmaya çalışmışsa, sizin paranızı kendi parasıymış gibi kullanıp pişkin pişkin yalanlar söylemişse, bir şekilde aldatmışsa kandırmışsa ve bundan dolayı size ait olan birşeyi sizin rızanız olmadan kendinde tutmuşsa bu kul hakkına girer. Kul hakkının hesabı bu hayatta bir şekilde görülür ve mutlaka karşıya yaşattırılır. Bu imtihandan kurtuluş yoktur. Eğer o kişi birilerini aldattıysa mutlaka onun anlayacağı şekilde aldatılacaktır. Başkasını dolandırdıysa, onun en yakındakileri arkandasından iş çevirecek, kalp kırdıysa birileri de onun kalbini kıracaktır.
Sana kim kötülük yaptıysa, mutlaka kötülüğün imtihanını yaşayacaktır. Bu noktada iyi insan intikam peşinde koşmayan teslimiyet duygusu içinde akışa kendini bırakan, içinde ilahi aşk olan, huzur, metanet olan güçlü olan insandır. Sizden ne çalınmışsa, ne alınmışsa o kat ve kat size evrenin sonsuz bolluk ve bereketiyle gelecektir. Tek yapmanız gereken içinizdeki o harika ışığa sevgiye güvenmektir.
İyi insan olabilmek kolay iş değildir, herkesin harcı da değildir. Mangal gibi yürek, harika bir ruh ve güçlü bir inanç ister.
” Günlük koşuşturmacalar içinde, işimde, evimde, çevremdeki herşeyi her olayı kontrol etmekten vazgeçiyorum. Sanki ben herşeyi kontrol ettim de ne oldu? Yine kandırıldım, yine aldatıldım, yine kullanıldım. Bu gidişe artık dur deme zamanım geldi. Yeni deneyimlediğim bir olayda hata yapmama gibi bir takıntım artık yok. Hata yapmak da normal ve sağlıklı. Ben hata yapmamak için kendimi kastıkça kırılgan hale geliyorum ve hayata olan esnekliğim azalıyor. Bunu ben nasıl göremedim, nasıl güvendim, neden bu hatayı yaptım sorularını ruhumdan bedenimden enerji alanımdan iptal ediyorum. İlahi akışa güvenmeyi seçiyorum. Her kim ki beni üzdüyse, beni kandırdıysa, beni dolandırdıysa, beni aldattı ise onları affediyorum, onları kendi imtihanları ile başbaşa bırakıyorum. Kendi imtihanlarını benim enerjimi kullanarak geçmelerine artık izin vermiyorum. Bu kişilerin bana attıkları tüm enerji kancalarını, şu anda ruhumdan bedenimden enerji alanımdan bir daha bana gelmemek üzere kesip atıyorum. Koparıp atıyorum. Onların tüm enerjilerini kaynaklarına aynen iade ediyorum. Şu an dengedeyim. Tam ve bütünüm. Yaradanımın sistemine kendimi teslim ediyorum. Kalbimi, kendimi Ondan gelecek tüm bolluk ve berekete sonuna kadar açıyorum. Sahip olduğum ve sahip olacağım herşeye şükürler olsun. ” Sevgiyle Serkan Sorguç ŞifaChi. Sifachi.com