Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…

Güzellikleri Kendinize Çekin…

Yorum bırakın

Etrafımızdaki canlı veya cansız herşey bir enerjiden oluşur. Göremesekte duyamasakda, her şeyin bir enerji frekansı vardır. Ruhumuz da bedenimiz de bir enerjidir ve telsiz anteni gibi etrafına enerji frekansları yayar ve çevresinden enerji frekansları alır.
Hızla akıp geçen zamanda yaşamımızdaki bazı şeyler rutin hale gelir. Çalışsanızda, evde otursanızda, hayatınızın rutini, üç aşağı beş yukarı hep benzer şeyleri yapmakla geçer. Haftaiçi genelde hep aynı saatlerde uyursunuz, aynı saatte evden çıkar, aynı trafiğe yakalanırsınız ve hatta kendinize özgü işaretleriniz bile vardır, ” Şu köprüyü geçince tıkanacak, bu ışıklardan sonra yavaş yavaş trafik akmaya başlayacak” gibi.
Bütün bu akış sizi robotlaştırır ve eksikliğini yavaş yavaş hissetmeye başladığınız duygulardan ve olgulardan uzaklaştırır.
Hayatınızda eksik olan, azalan birşeyi bulmak ve elde etmek için ne yaparsınız?
Bu sorunun cevabı Çinlilerin neredeyse atasözü olmuş olan, yaşam anlayışında gizlidir. Çinliler der ki ” parasız kaldığında mutlaka paranın olduğu ticaretin yapıldığı yerlerde (alışveriş merkezlerinde pazarlarda ) gez. Gez ki paranın enerjisi sana bulaşsın.”
Bizler aslında hiç anlamını bilmeden, bu deyişi hayatımızın her alanında kullanıyoruz. Dikkat edin, kendine bir eş yada sevgili bulan insanların büyük bir kısmı bu kişiyle ya bir düğünde, ya bir davette yada bir misafirlikte tanışmıştır. Gelinler, evlenmek isteyen arkadaşlarının adını neden ayağının altına yazar? O enerji onlara da bulaşsın diye. Yeni bir ihale, yeni bir proje, yeni bir kariyer etrafınızda hep işadamlarının veya iş kadınlarının olduğu bir ortamda size gelmiştir. Huzur, hep bir ormanda yürüyüş yaptığınızda ya da bir deniz kıyısında dolaştıktan sonra gelmiştir.
Bir şey azaldığında eksildiğinde ya da yok olduğunda Ego’nun talimatı ile Alfa frekansını kullanarak kabuğumuza çekiliriz. İçimizden hiç birşey yapmak gelmez. Enerjimiz düşer, bize keyif veren herşeyi, birden bire gereksiz birer aksesuar olarak görür ve uzaklaşırız. Bu, tamamen Standby (bekleme) modudur. Bu modda kaldığınız sürece televizyon yayınını gösteremezsiniz. Etrafınızdaki bütün televizyonlar açık olduğundan dizi, film belgesel, yarışma programı, diğer televizyonlardan akar gider. Peki Ya Siz ?
Bekleme modunda kalır durursunuz. Kazancınız sadece elektrikten yapmış olduğunuz tasarruftur.
Bu sebeple Çin felsefesine bir kere kulak verin. Eğer parasızlık çekiyorsanız, atlayın arabaya, metroya, paranın hızla el değiştirdiği çok paranın olduğu alışveriş merkezlerinde, kapalı çarşı gibi mekanlarda gezin. Paranın enerjisi size bulaşsın.
Sevgi arıyorsanız aşk arıyorsanız, aşkı sevgiyi bulan insanların olduğu yere gidin. Sahilde yürüyüş yapın, aşıkların gittiği tepedeki çay bahçesine yada deniz kenarında o hep yanından geçtiğiniz o güzel mekana uğrayın. Evde oturarak sevgiyi aşkı beklerseniz, bekleme modundaki televizyondan bir farkınız kalmaz. Eşinizle, sevgilinizle ilişkinizi pekiştirmek istiyorsanız, en başta söylediğim rutinden çıkın ve birlikte bir sabah kahvaltısı yapmaya gidin. Gittiğiniz yer sevgi koksun, güzellikler içinde olsun, mutlu ve rahat insanların olduğu yer olsun.
Her şey bir enerjidir. Neyin enerjisini yaşamak istiyorsanız o enerjinin yoğun olduğu mekanlarda bulunun. Sevgiyle. Serkan Sorguç – ŞifaChi – http://www.kuantumdaben.com

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

Yazar: Serkan Sorguç

1971 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesinden sonra Boğaziçi Üniversitesi inşaat mühendisliği okudum. İngiltere’nin Cardiff şehrindeben2 Glamorgan Üniversitesinden İnşaat ve İşletme çift anadaldan mezun oldum. Romanya, Azerbaycan gibi ülkelerde profesyonel olarak temsilcilik ve dış ticaret işerinde uzun yıllar çalıştım. Askerliğimi yaptıktan sonra büyük firmalarda Satınalama ve Dış Ticaret Müdürlükleri yaptım. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunda koordinatörlük görevinde bulundum. 10 ülkenin oluşturduğu Ekonomik İş Birliği Teşkilatı Sanayi Ve Ticaret Odaları Genel Sekreterliği görevinde bulundum. 1988 den beri Ralli sporu yapmaktayım. Milli sörçü ve mili ralliciyim. Deniz ve motor sporlarının her dalını severim. Doğaya, hayvanlara, ve antik tarihe aşığım. Bana hayat enerjisi veren, sorumluluk duygusunu aşılayan tatlı bir kız çocuğu babasıyım. 2000 yılından beri meditasyon yapmaktayım. 2001 yılında Hindistan’ın meditasyon konusunda en önemli bölgelerinden biri olan Karnataka şehrinde meditasyon eğitimi aldım. 2010 yılında Singapur da aldığım başka bir eğitim ile Meditasyon Master’ı oldum. On üç sene boyunca bir çok meditasyon öğretisini elden geldiğince öğrenmeye ve özümsemeye çalıştım. Almış olduğum öğretilerin bir karması olan Visrama Meditasyonunu 2012 yılında hayata geçirdim. İngiltere merkezli Uluslararası Meridyen ve Enerji Terapileri Birliği (AMT) onaylı EFT Master Uygulayıcısı sertifikasına sahibim. Merkezi Amerika'da bulunan Access Consciousness'de Aceess the bars sistemi uygulayıcı diploması aldım. Reiki Master Diploması sahibiyim. Gua Sha, Bioenerji, Chi Gong dallarında Master'im. Bunların yanı sıra Pranik Şifa, Shambala Çok Boyutlu Şifa Sistemi, Nefes Terapisi ve Enerji Terapileri konularında birçok eğitim aldım ve bu konularda Master oldum. 2012 yılında, iyi olduğuma inandığım ve insanlara yardım ederken keyif aldığım Visrama Meditasyonunu profesyonel anlamda yapabilmek için Meditasyon ve Kişisel Gelişim Merkezimi kurdum. Bu merkezde, danışanlara, kişiye özel, Meditasyon Seansları, Enerji Terapileri, Access Bars Seansları, Nefes Çalışmaları, Pranik Şifa Seansları, Çakra Dengeleme, Reiki Seansları, Ayak Detoksu, EFT, Shambala, Bioenerji Seanları, Enerji Terapisi, Reiki ile Masaj, Gua Sha, Kupa Çekme, Cilt Gerdirme, yapmaktayız. Sevgiyle ... Serkan Sorguç

Yorum bırakın