Kalbini Ne zaman Duyacaksın?…

Uzun zamandır birlikte olduğunuz,  iyi veya kötü birçok şeyi birlikte paylaştığınız, dostunuz, sevgiliniz, aşkınız veya eşiniz artık sizi anlamıyor mu?

En son ne zaman sadece sevgilinizin hoşuna gittiği için, size gereksiz gelse de sadece o istiyor diye, yanında olmak için, o anı paylaşmak için, eskiden severek yaptığınız şeyleri, aynı içtenlikle yaptığınızı hatırlıyor musunuz? Uzun zaman oldu değil mi?

Başınızı onun göğsüne huzurla koyarak film seyrettiğinizi…  Sahilde temiz hava alarak el ele yürüdüğünüzü… O gelmeden hazırladığınız o güzel sofrayı…

Çaktırmadan aldığınız tatil biletini ve onun heyecandan ve mutluluktan yüzünde oluşan gülümsemeyi…. En son ne zaman gördünüz? Hatırlıyor musunuz?

Yoksa siz kendinizi çocuklarınıza, işinize, ev işlerine ya da problem çözmeye mi adadınız?

Sevgilinizin, “ben de buradayım lütfen beni unutma” haykırışlarını neden kalın ve buğulu bir camın arkasından seyretmeyi tercih ediyorsunuz.  Size bu blokajı hangi olay koydu? Ne veya kim sizin ayağınıza bu prangayı bağladı?

Bazen yan yana bile olsanız iki kalp birbirine öyle uzaklaşmıştır ki sesinizi duyuramazsınız. Bu sebep ile insanlar birbirlerine duyurabilmek için ses tonlarını yükseltir ve tartışmalar başlar. Eskiden hiç konuşmadan sadece bakışlarla anlatabildiklerinizi şimdi bağırarak anlatmaya çalışırsınız. “Duy beni, anla beni, sev beni diye”….

İhtiyaç duyduğunuz şeyleri birbiriniz ile paylaşamadığınızda aranızdaki tolerans git gide azalır. Kendinizi değersiz, kullanılmış ve tükenmiş hissetmeye başlarsınız. Birden bire kaşınızdakine sesinizi duyuramadığınızı bildiğinizden, etrafınızdaki arkadaşlarınıza şaka yollu anlatarak, duymasını sağlamak istersiniz. O da olmuyorsa her gün tartışmalar başlar. Çocuğunuz var ise, onun için diğeri susar konuyu kapatmaya çalışır. Çocuğunuz yok ise olay daha da sertleşir. Geçimsizlikler başlar, kendini sorgulama başlar “Ben nerede hata yaptım? Ne yapmalıyım? Çözüm nedir?”  Soruları devamlı kafayı meşgul eder.  Hep onu suçlarsınız. Her şey onun yüzünden olmuştur. Aslında sakin bir şekilde kalbinizi gerçekten dinlediğinizde, o kişi belki de sizin yaydığınız enerjinin aynalığını yapmaktadır. Belki de eskiden gösterdiğiniz toleransın anlayışın veya sevginin hiçbirini artık göstermiyorsunuzdur.  O güzel ellerinizle, sevgilinizin kalbine artık dokunmuyorsunuzdur.

Ruhunuzun ve bedeninizin en değerli yeri, ilahi aşkın pınarı, sevmek ve sevilmek için tasarlanmıştır. Bir daha hiç sevmeyeceğim bile deseniz, kalbiniz yeri ve zamanı geldiğinde sevgiye kapılarını tekrardan sonuna kadar açar.

Eğer sevdiğiniz o güzel insana tekrardan bir şans vermek istiyorsanız, aşağıdaki olumlama sizin hayrınıza olsun…

“Ey sevgilim, senin ile her ne yaşadıysam yaşadım, her neyi deneyimlediysem deneyimledim. Hepsi benim seçimimdi. Şu andan itibaren seni kalbimden tekrar duymayı ve hissetmeyi seçiyorum. Kalbimi sana yakınlaştırıyorum. Tıpkı ilk gün hissettiğim gibi seni hissetmek istiyorum. Sevgimin önündeki tüm blokajları, tüm tıkanıklıkları ve tüm negatif enerjileri şu anda ruhumdan ve bedenimden iptal ediyorum. Bütün bu blokajları ait oldukları yere, Evrene serbest bırakıyorum.

Eğer bilmeden istemeden seni kırdıysam, seni üzdüysem, lütfen beni affet. Senden özür diliyorum.  Eğer sen beni kırdın, incittin ve üzdüysen seni Affediyorum.

Ben kalbime güveniyorum. O ilahi aşkın penceresi, sevmemin ve sevilmemin kaynağı.

Bu güzel kalp bir kere seni sevdi ve sana güvendi ise, sen kötü biri olamazsın, kırıcı biri olamazsın ve sevgisiz olamazsın. Seni kalbimle duymayı, sana anlayışla yaklaşmayı ve en önemlisi seni tekrardan sevmeyi seçiyorum. Ben kalbimin ve vicdanımın ışığı ile yolumu aydınlatıyorum. “

Sevgiyle – Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com