İş, güç koşuşturmaca, yaşam telaşı, bir şeyleri yetiştirme telaşı, tamamlanması gereken raporlar, toplantı öncesi unutulmaması gerekenler, misafir gelmeden bitirilmesi gereken hazırlıklar…..
Farkında mısınız, devamlı bir şeyleri yetiştirebilme bir şeylere yetebilme koşuşturmacası içindesiniz.
Sağlığınız enerjiniz yerinde iken, yaşınız daha gençken, bu koşuşturmaca, bu telaş, bu stres hep normal gelir insana. Vakit geçtikçe yavaş yavaş bazı şeylerin farkına varmaya başlarsınız.
Hayatınız bir kum saati eşliğinde hızla akıp gitmektedir. Bu akış öyle hızlıdır ki mezuniyetiniz, işe ilk başladığınız gün, sevgilinizle ilk tanıştığınız an, birlikte yaptığınız adadaki o ilk tatil, çocuğunuza hamile olduğunuzu öğrendiğiniz an, sanki birkaç gün önceymiş gibi gelir size.
Bir sabah aynaya baktığınızda eskiden bir tane olan beyaz saç telinin, gizliden gizliye çoğalarak her yere yayıldığını fark edersiniz. Nüfus cüzdanınız eskimektedir. Nüfus kağıdındaki resim sizin kardeşiniz veya çocuğunuz gibi kalmıştır artık.
Ne zaman başınız sıkışsa, ne zaman ihtiyacınız olsa, ne zaman güveneceğiniz birinin yanınızda olması gerekse, her zaman yanınızda olan size varlığı ile destek veren anne ve babanızın artık bu dünyadan ayrılma hazırlıkları yapmaya başladığının farkına varırsınız. Belki de bir süre önce size veda edip cennetin en güzel köşesine doğru, nurlar içinde bir yolculuğa çoktan çıkmışlardır bile.
O an, kum saatiniz ile konuşmaya başlarsınız, “canım saatim, şimdiye kadar benim hayatım, istediğim yere gelebilmek için, hayallerimi gerçekleştirmek için o güzel anları yaşayabilmek için, hazırlık yapmakla geçti. Lütfen biraz yavaş ak …”
Daha halen tanışmadınız ise sizi şimdi “Kaliteli Yaşamak” kavramı ile tanıştırmak istiyorum. Kaliteli yaşamak, har vurup harman savurmak veya zengin olarak çok paralar harcayarak yaşamak değildir. Kaliteli yaşamak sevgilinizle, eşinizle, kardeşinizle anne ve babanızla en önemlisi kendi içinizdeki o güzel çocukla, hayatınızın her anını, güzel anılar kalacak şekilde değerlendirmektir. Unutmayın yarın sizde sonsuzluğa doğru yolculuğa çıktığınızda, sizi sevenler hep birlikte yaşadığınız o güzel anıları hatırlayacak ve kendi yaşamlarını bu güzellikler ışığında yönlendirecektir.
Yıllar geçecek ve sizin o güzel çocuğunuz, torununuza “ ben annemle birlikte çok güzel alışverişe giderdim, denize girerdim, babam ile birlikte balığa çıkardım, bana öyle içten öyle sıcak sarılırdı ki bütün endişelerim giderdi….”diyecek.
Her ne yaşadınızsa yaşadınız, her neyi deneyimlediniz ise deneyimlediniz. Gelin şu an sizi üzen size sıkıntı yaratan tüm imtihanlara ve onların negatif enerjilerine son verin. Aynanın yansıttığı kişi değil, gözbebeklerinizden size doğru bakan içinizdeki çocuk olun.
“ Yücelerin Yücesi Tanrım, Bana verdiğin bu akıl için bu kalp için ve bu güç için sana şükürler olsun,
Bu güne kadar kimseye bilerek ve isteyerek kötülük yapmadım,
Kimsenin kul hakkını yemedim,
Etrafımdaki herkese sevgi enerjimi yolladım ve ihtiyacı olan herkese yardım elimi uzattım.
Bu andan itibaren kalbimdeki senin güzel ışığınla, ve bana bahşetmiş olduğun tüm özelliklerimle;
Yaşamış olduğum, beni üzen, beni sıkan, beni endişelendiren ve beni korkutan tüm imtihanları, şu anda sonlandırıyorum. Bu imtihanları ve bana deneyimletmiş olduğu tüm enerjileri kendimden iptal ediyorum ve evrene serbest bırakıyorum.
Artık hayatımın her anını önce kendimle ve sonra da sevdiklerimle Kaliteli Yaşamayı seçiyorum.
İçimdeki çocuğun hayallerini ve yaratıcılığını gerçekleştirmeyi seçiyorum. Kendi güzel enerjimi hatırlamayı seçiyorum.
Geceden gündüze geçerken, etrafımı aydınlatan güneşin o en saf, en güçlü ilk ışıkları gibi, Evrenin temiz enerjisi de karanlıkta kalan, kendimi fark etmemi engelleyen blokajları temizlesin.
Gözlerimi her açtığımda, mutluluk, sağlık, neşe, aşk, huzur, denge, bolluk ve bereket evrenden bana doğru aksın.”
Sevgiyle… Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com