Etrafımızdaki güzel bayanların, yakışıklı erkeklerin istedikleri her şeyi elde edebileceğini sanırız.
Vay be diye imreniriz. Durum aslında göründüğü gibi midir?
Kendine, kendi için bakan iyi kalpli güzel insanın hiç mi derdi yoktur. Sevgiye doymuş mudur? İçinde sakladığı o gizemli mutluluğa ulaşmış mıdır? Yoksa daha fazla incinmemek için, kullanılmamak için güçlü gözükmek zorunda mıdır? Dışarıdan ulaşılamaz görünmesinden dolayı, sanılanın aksine yapayalnız mıdır? Belki de Aradığı ilişki parmaklarının ucunda iken, ona ulaşamamanın üzüntüsünü içten içe yasamakta mıdır?
Kendine güveni azalmış olan kişi akşam tek başına kaldığında, kafasının içindeki onlarca soruyu yanıtlamaya çalışır. Ben ne yapacağım. Neden beni aramıyor? Bana ilgi gösterir gibi yapıyor ama sonra bana soğuk davranıyor. Acaba ona mesaj atsam mı? Neden ben yalnızım…
Aslında, güçlü gözüken dev kalenin arkasında onu koruyan askerlerin neredeyse yok denecek kadar az olması, kişinin kendi güvenini gittikçe azaltmaktadır. Kalenin kapılarını açıp önünde duran yemyeşil kırlarda bir oh be diyerek dolaşabilmek, hep uzak bir hayal gibi gelmektedir o güzel insana. Korkar çünkü askeri azdır. Bilmez ki önünde aslında korkmasını gerektirecek hiçbir sıkıntı yoktur. Bilmez ki bu takıntısından vazgeçebilmeyi göze aldığında, o çok özlediği çimene ayağını basmaya niyet ettiğinde ve kapıyı açtığında tüm beklentileri tek tek ona gelecektir. Hatta istediği, arzu ettiği, yakışıklı prens bile o kapının açılmasını beklemektedir.
Yapılması gereken nedir?
Yalnızlık yaşayan, ilişkilerinde sorun yasayan kişiler için, çözümlerden biri, kendi enerjisini en az dış görünüşünün seviyesine çıkarmayı başarmaktır. Kişinin öz güveni enerjisi ve gözlerinin içindeki ışığı yerine geldiğinde ve en önemlisi kafasındaki takıntılardan kurtulduğunda, hak ettiği ve o güne kadar kendine çekemediği tüm isteklerinin, tek tek kendisine kolaylıkla ve çabuklukla geldiğini şaşkınlıkla deneyimler.
Egoyu ve takıntıları bir teknenin çıpası olarak düşünün. Teknesinin motorlarını çalıştırarak sakin sulara yönelmek isteyen kaptanın yapması gereken, çıpayı denizin dibinden çekerek tekneye almasıdır.
“Ruhumun ve bedenimin tüm güzelliklerini fark etmeyi ve bu güzellikleri yasamayı seçiyorum. Doğduğum günden şimdiye kadar ve şimdiden sonrası için benimle birlikte büyüttüğüm, beslediğim tüm takıntılar ile bağımı şu an itibari ile kesiyorum. Takıntılarımdan dolayı beni bloke eden hayrıma olmayan tüm enerjileri kendimden auramdan ve enerji alanımdan iptal ediyorum.
Ben, ruhumla ve bedenimle uyumlu, kendi enerjisinin farkında olan, güzel bir insanım. İyi kalpli ve sevgi dolu biriyim. Ben hayrıma olan sevgiyi, ilgiyi ve ilişkiyi yaşamaya hazırım ve buna kendimi açıyorum.
Mutlu olmayı, ilgi duymayı ve ilgi görmeyi, sevmeyi ve sevilmeyi tüm kalbimle istiyor ve bunu Evrenden diliyorum.
Sevgiyle…
Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com