Serkan Sorguç

Size Özel Seanslarla Kendinizi Keşfedin…

Sana Güvenebilir Miyim?…

Yorum bırakın

güvenGüvenmek bazen çok zordur, bazense çok kolay. Peki bu ayrımı belirleyen nedir?

Kimi zaman, daha yeni tanıştığımız bir insana, sanki yıllardır tanıyormuş ve doğru kişiymiş gibi anında ısınırız. Kimi zaman da yıllardır tanıdığımız bir insana güvenmekte çok zorlanırız.

İçimizde, derinlerden gelen bir ses “bu kişide tanımlayamadığım, eksik olan ya da beni kuşkulandıran bir şeyler var” sözünü tekrarlar durur.

Neden güvenme ihtiyacı duyarız?

Güvenmek acaba kendi frekansımızda olabilecek ve enerjimizi daha yukarıya taşıyabilecek kişileri bulmak ve onlarla birlikte olmak bir ihtiyaç mıdır?

Yalnız kalma korkusu mudur? Yoksa, birlikten kuvvet doğar sözünü uygulamaya geçirebilmek için, bize benzeyen insanlar ile kuvvetli olma içgüdüsü müdür?

Hangi çakra bu duygularımızda bize yön verir? Kalp çakrası ve 3.göz çakrası bu duygunun baş rol oyuncularıdır.

Gökyüzünün ve yeryüzünün birleştiği nokta olarak bilinen kalp çakrası, gerçek mutluluğun ve sevginin merkezidir. Sevgi enerjisini yönettiği gibi güven duymak da kalp çakrasının yönetimindedir.

Bilgelik, algı, sezgi, duru görü; üçüncü göz çakrasının kontrolündedir. Kalbimizi açtığımız, sevgi enerjimizi paylaştığımız kişinin doğru kişi olup olmadığının teyidini üçüncü göz verir.

Bu iki çakra iyi ve dengede çalışıyorsa, güven konusunda fazla hayal kırıklığına uğramayız. Bize yardım edecek, enerjimizi yukarı taşıyacak kişileri bulmakta ve onlarla paylaşımda bulunmakta hiç zorlanmayız.

Peki ya güvendiğimizi sandığımız, bizi yarı yolda bırakan, iyi niyetimizi suiistimal eden, ya da kendimizi hata yapmış, değersiz hissettiren kişileri ve onların enerjilerini, kendimize nasıl ve neden çekiyoruz? Bu kişiler, bize hangi imtihanları deneyimletmek için ya da neyin farkına varmamızı sağlamak için hayatımıza girdiler?  En hassas, en kutsal yerimiz olan kalbimizi neden yaralayarak gittiler?

Halbuki daha en baştan o kişiye, “ Sana güvenebilir miyim? “ diye sormuştuk. Oldu mu şimdi….

Belki de bu soruyu yanlış kişiye sormuşuzdur. Peki, bu soruyu sormamız gereken doğru kişiyi nasıl bulabiliriz?

Hemen kendimize bir ayna bulalım ve gördüğümüz güzel varlığa önce teşekkür edelim. Ve sonra karşıda gördüğümüz kişinin kalbine seslenelim,  “Ey güzel insan, Sana Güvenebilir Miyim?….”

İşte güven temasının gerçek sırrı buradadır. Hayal kırıklığı, kalp kırıklığı yaşamamak için, insan güven duygusunu yöneten kalp çakrasını hep açık ve hep temiz tutmalıdır.

Kendini dengeye almış, kendini dinlemiş ve kendine güvenen insan, hayatına hep güvenilir kişileri çekmeye başlar. Ne zaman güven problemi yaşasa veya ne zaman kendine güvenmediğini hissetse, o zaman üçüncü göz çakrasının yani ön görünün, sezgilerinin yardımına daha çok ihtiyaç duyar. Bu durumda, kendi iç sesimize kulak vermeli ve neden bu konuda kendimize güvenmediğimizi sorgulamalıyız. Bu duygu bana ne anlatmaya çalışıyor? Bu deneyimden ne öğrenmeliyim?

Neden bu konuda kendime güvenemiyorum?

Her insanın bu sorulara  aldığı cevaplar birbirinden farklıdır… Güzel ışığınız her daim sizi korusun ve yolunuzu güvenle aydınlatsın….

“ Kendi iç sesimi dinlemeyi seçiyorum.

Kendi enerjimi, yaratıcılığımı, neşemi, mutluluğumu ve öz güvenimi hatırlamayı seçiyorum.

Yarım bıraktığım çocukluk hayallerimi tekrardan hatırlayarak, onları tamamlamayı seçiyorum.

İçimdeki gücü fark etmeyi seçiyorum.

Kalbimden çıkan ve tüm bedenimi saran o güzel ışığa güvenmeyi seçiyorum.

Şimdiye kadar her ne yaşadıysam yaşadım. Yapmış olduğum seçimlerde, izlemiş olduğum yollarda kendime kızmaya artık son veriyorum.

Ben kendi enerjime güveniyorum. Ben Kendime Güveniyorum.

Mutlu olmayı, huzurlu yaşamayı, sağlıklı olmayı diliyor ve istiyorum.

İyi ki Varım…

Sevgiyle…

Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

Yazar: Serkan Sorguç

1971 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesinden sonra Boğaziçi Üniversitesi inşaat mühendisliği okudum. İngiltere’nin Cardiff şehrindeben2 Glamorgan Üniversitesinden İnşaat ve İşletme çift anadaldan mezun oldum. Romanya, Azerbaycan gibi ülkelerde profesyonel olarak temsilcilik ve dış ticaret işerinde uzun yıllar çalıştım. Askerliğimi yaptıktan sonra büyük firmalarda Satınalama ve Dış Ticaret Müdürlükleri yaptım. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunda koordinatörlük görevinde bulundum. 10 ülkenin oluşturduğu Ekonomik İş Birliği Teşkilatı Sanayi Ve Ticaret Odaları Genel Sekreterliği görevinde bulundum. 1988 den beri Ralli sporu yapmaktayım. Milli sörçü ve mili ralliciyim. Deniz ve motor sporlarının her dalını severim. Doğaya, hayvanlara, ve antik tarihe aşığım. Bana hayat enerjisi veren, sorumluluk duygusunu aşılayan tatlı bir kız çocuğu babasıyım. 2000 yılından beri meditasyon yapmaktayım. 2001 yılında Hindistan’ın meditasyon konusunda en önemli bölgelerinden biri olan Karnataka şehrinde meditasyon eğitimi aldım. 2010 yılında Singapur da aldığım başka bir eğitim ile Meditasyon Master’ı oldum. On üç sene boyunca bir çok meditasyon öğretisini elden geldiğince öğrenmeye ve özümsemeye çalıştım. Almış olduğum öğretilerin bir karması olan Visrama Meditasyonunu 2012 yılında hayata geçirdim. İngiltere merkezli Uluslararası Meridyen ve Enerji Terapileri Birliği (AMT) onaylı EFT Master Uygulayıcısı sertifikasına sahibim. Merkezi Amerika'da bulunan Access Consciousness'de Aceess the bars sistemi uygulayıcı diploması aldım. Reiki Master Diploması sahibiyim. Gua Sha, Bioenerji, Chi Gong dallarında Master'im. Bunların yanı sıra Pranik Şifa, Shambala Çok Boyutlu Şifa Sistemi, Nefes Terapisi ve Enerji Terapileri konularında birçok eğitim aldım ve bu konularda Master oldum. 2012 yılında, iyi olduğuma inandığım ve insanlara yardım ederken keyif aldığım Visrama Meditasyonunu profesyonel anlamda yapabilmek için Meditasyon ve Kişisel Gelişim Merkezimi kurdum. Bu merkezde, danışanlara, kişiye özel, Meditasyon Seansları, Enerji Terapileri, Access Bars Seansları, Nefes Çalışmaları, Pranik Şifa Seansları, Çakra Dengeleme, Reiki Seansları, Ayak Detoksu, EFT, Shambala, Bioenerji Seanları, Enerji Terapisi, Reiki ile Masaj, Gua Sha, Kupa Çekme, Cilt Gerdirme, yapmaktayız. Sevgiyle ... Serkan Sorguç

Yorum bırakın