Bulunduğunuz ortamlarda, evde, işte, arabada, sokakta, her neredeyseniz, bir anda patlamaya hazır bir bomba gibi kucağınızda bulduğunuz olay karşısında, kendinizi tutamaz ve öfkelenirsiniz.

Hele ki de hakkınızın yendiğini düşünüyorsanız veya size söylenen yapılan şey hiçte alışık olmadığınız bir tarzda ya da şekilde ise.

O an adrenaliniz vücudunuza pompalanmış ve bambaşka bir karaktere bürünmüşsünüzdür. Savaşçı, kendini güçlü hisseden ve galip gelmeye odaklanmış yeni bir karakter.

Biraz sonra olay biter ve yolunuza devam edersiniz. Ancak öfkeniz, kendini, olayın bitiminde bırakmamıştır. Halen kol-kola sizinle gelmekte ve onu besleyecek yeni olayları kendine çekmek için her şeyi yapmaktadır.  İşten eve gidiyorsanız, eve geldiğinizde gözleriniz evde yada ilişki yaşadığınız insanda hata aramaya başlar. Neden? Gün içinde size enerji kancası atan öfkenizi beslemek için.

Ya da sabah işinize gidiyorsunuz, sınav bu ya, bir anda sabahın mahmurluğunu üzerinizden atmanıza sebep olacak bir şey öğrendiniz. Öfkenizi sonlandırmadığınız için işe geldiğinizde yine kendinizi haklı bulduracak ve öfkenizin sabah kahvaltısını vereceğiniz yeni bir eksik bulmaya çalışırsınız. Yanmayan bir ampul, temizlenmemiş masa veya bitirilmemiş bir rapor işinizi görecektir. Öfkenizden bağırır çağırır rahatladığınızı sanırsınız.

Ancak sonrasında, evinizde ya da iş yerinizde, biraz önce söylediğiniz ama aslında hiç sizi yansıtmayan şeyleri söylediğinizden ve aslında çok sevdiğiniz kişiyi kırdığınızdan dolayı üzülürsünüz. O an kalbiniz ve vicdanınız devreye girer. Şanslıysanız  sizi o öfke maskesinden kurtarır.

Öfke size avantaj sağlayan bir şey değildir. Aksine sizden hep götürmeye programlanmıştır.

Gelin bugünden itibaren kendimizde bir değişiklik yapalım. Öfkelendiğimizi hissettiğimiz anda, hiçbir tepki vermeden önce üç defa burnumuzdan derin nefes alalım. Kendimizi karşıdakinin yerine koyalım. Ben olsaydım ve biri bunları bana söyleseydi  yada yapsaydı, nasıl hissederdim diyelim.  Unutmayın ki insan genelde öfkesini değer verdiği insanlara boşaltır.

“ Şu andan itibaren kendim olmayı seçiyorum.

Beni ben olmaktan çıkartacak her türlü duygu, enerji ve olayı, bana, bedenime, enerji alanıma ve aurama gelmeden iptal ediyorum. Bu enerjileri Evrene serbest bırakıyorum.

Bana bağlanmış tüm öfke enerjilerini, hiçbir beklentim olmadan iptal ediyorum ve Evrene serbest bırakıyorum.

Mutlu olmayı, şanslı olmayı, sağlıklı olmayı ve hayattan keyif almayı seçiyorum.

İhtiyacım olan kadar paranın helal yoldan, hayırlı bir şekilde ve kolaylıkla bana gelmesini diliyorum.

Kendimle mutlu olmayı ve güzel ışığım ile sevdiklerimi aydınlatmayı seçiyorum.

Bunları hak ediyorum, istiyorum ve deneyimlemeye hazırım… “

Sevgiyle….

Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com